MEKKE'nin Fethi ve 1387.yıl KUDÜS Gecesi
BARIŞLA GÖNÜLLERE AÇILAN KAPIDAN İCERİ GİRMEYE
DAVET EDİYORUZ
Biz adına Yılbaşı Eğlencesi denilen ve neredeyse tüm dünya halklarına dayatılan
çirkinliklere karşı bir tavır takınmamızın İslam’ın bir gereği olduğuna
inanıyoruz.
Milli Piyango adı verilen oyunla kitlelerin kumarla buluşturulmasını sağlayan,
her türlü kötülüğe giden yolları açan, birçok gencin çeşitli bağımlılıklara
yakalanmasına sebep olan, birçok insanda iffet duygusunu zedeleyen her türlü
eğlence anlayışını reddediyoruz. Kalplerdeki merhameti körelten, vidan
duygusunu ortadan kaldıran, insanları şehirlerin en orta yerlerinde her türlü
ahlaksızlığı yapmaya sevk eden Yılbaşı kutlamalarına karşı tepki koymanın her
erdem sahibi insanın görevi olduğunu da düşünüyoruz. Bu bağlamda
Bizler Anadolu Gençlik Derneği Sakarya şubesi mensupları olarak ilimizin
16 ilçesinde farklı noktalarda 29 30 31 Aralık'ta Mekke’nin
Fethinin 1387.Yıl Dönümünü kutlayacağız. Bilindiği üzere yeryüzünün ilk binası
Kâbe’nin bulunduğu şehir olan Mekke İslam Ordularınca 1 Ocak 630 tarihinde
fethedilmiştir. Derneğimiz öncülüğünde geleneksel olarak düzenlenen fetih
kutlamaları bu yıl da ülkemiz genelinde 81ilimizde ve bir çok ilçelerimizde
salon programları ile yine bir o kadar noktada da temsilcilik merkezlerimizde
gerçekleştirilecek etkinliklerle icra edilecektir.
Fetih, bir beldenin ve o beldede yaşayan insanların dimağlarının İslam’a
açılmasıdır. Fetih, küfrün karanlığının Kelam-ı Kadim’in berraklığıyla
silinmesidir. Fetih, sonradan olma ilahlara reddiyedir.
Fetih, insanların temel hak ve özgürlüklerini gasp eden zulüm düzeninden adil
bir düzene geçen yolun açılmasıdır.
Fetih; insanın, toplumun ve doğanın, sevgiyle, merhametle ve adaletle
buluşmasıdır. Fetih insan olmanın, halife kılınmanın, dağların yüklenmekten
çekindiği bir yükü omuzlamanın ve kulluk sözü vermenin gereğidir. Fetih sadece
hakkın hâkimiyeti için çıkılan bir seferin sonucu değil; bilakis o sefere
çıkabilme dirayetidir.
Fetih işgal değildir. Fetih bir ırkın diğer ırkı tarumar etmesi değildir, bir
bölgenin halkının diğer bölge halkını sömürmesi değildir, insanların inanç ve
düşüncülerini zorla değiştirme değildir. Enerji kaynaklarını, yer altı yer üstü
zenginliklerin ele geçirmek için savaşanlar, insanları imha etmek için
savaşanlar bunu anlayamaz.
Mekke’nin Fethinin 1386. Yıl Dönümü vesilesiyle Mekke şehrinin insanlık
tarihindeki önemine de değinmek gerekir. Mekke yeryüzündeki ilk şehirdir. İlk
insan ve ilk peygamber olan Hazreti Adem (as)’ın tevhid inancının bir sembolü
olarak, insanın yeryüzündeki sınanma serüveninin bir nişanı olarak inşa ettiği
ilk bina yani Kabe bu şehirdedir. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş son
peygamber Hazreti Muhammed bu şehirde doğmuştur. Kur’an-ı Kerim’in ilk çağrısı
bu şehrin sokaklarında yankı bulmuştur. Yeniden vücut bulan tevhid inancının
ilk şehitleri bu şehirden çıkmıştır. Tebliğin 13 yıl süren çileli günleri bu
şehirde yaşanmıştır. Habeşistan’a yapılan hicret de, Medine’ye yapılan hicret
de bu şehirde yaşanılan sıkıntılı sürecin sonunda olmuştur. Mekke o dönemin
Müslümanları için işkencenin, boykotun, ambargonun, zulmün her türlüsünün
tadıldığı yaşanılmaz bir şehir haline gelmiştir.
Hicretin 6.yılında Mekkeli müşriklerle imzalanan ve o zaman Müslümanların
aleyhine gibi görünen Hudeybiye Barış antlaşmasının iki yıl geçmeden yine
Mekkeli müşrikler tarafından bozulması üzerine Mekke’nin fethine giden yol
Müslümanlara açılmış ve Mekke yeniden tevhid inancının emin bir beldesi haline
gelmiştir. İslam Ordusu şehri en güzel şekilde teslim aldığında Efendimiz (sas)
Kabe kapısında durarak Mekkelilere şöyle seslenmiştir: “Allah’tan başka ilah
yoktur. O tektir ve ortağı yoktur. Allah vaadinde durdu ve kuluna zafer verdi.
Yalnız başına bütün hizipleri mağlup etti. Ey Kureyşliler! Allah sizden
cahiliye gururunu kaldırdı. Atalara tazim ve yüceltme alışkanlığını giderdi.
Bütün insanlar Adem’dendir, Adem ise topraktandır.” Daha sonra Efendimiz (sas)
Mekkeli topluluğa seslenerek “Kureyşliler! Size ne yapacağımı tahmin
ediyorsunuz? “ diye sormuş, onlar da “Hayır bekleriz. Sen kerim bir kardeş,
kerim bir kardeş oğlusun” demişlerdir. Efendimiz (sav)’in buyruğu ise “Gidiniz
hepiniz özgürsünüz” olmuştur.
Günümüz Müslümanların bu büyük fetihten çıkaracağı bazı dersler vardır.
Öncelikle Müslümanlar verdikleri sözü tutarlar, yaptıkları antlaşmayı bozmazlar.
Zaferin Allah’tan olduğuna inanırlar. Sabrın ve fedakârlığın Müslümancı bir
yaşam tarzının gereği olduğunu bilirler. İslam’ı yaşamanın ancak cihad ile
mümkün olduğunu idrak ederler. Zafere giden yolda en büyük gücün inanç
olduğunun farkındadırlar. Emaneti ehil ellere teslim etmek gerektiğine
inanırlar. Fethin gayesinin ganimet elde etmek değil, yürekleri kazanmak
olduğunu bilirler. İslam’ın yaşanmasında kadın erkek tüm Müslümanların itaat
sorumluluğu olduğunun farkındadırlar. Bir Müslüman’ın gücü nispetinde tüm
yeryüzünden sorumlu olduğunu bilirler. Tevazünün, vefanın ve sadakatin Müslüman
ahlakının vazgeçilmezleri olduğuna inanırlar.
Biz Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak bu coğrafyanın harcının İslam
olduğuna, bu toprakları bize yurt yapan anlayışın fetih ruhu olduğuna
inanıyoruz. İnsanımız kültür emperyalizminin yanında değil fetih ruhunun
yanında durmaya çağıyoruz.
Anadolu Gençlik Derneği Taraklı Temsilcileri olarak tüm Taraklı halkını 29
Aralık Cuma akşamı 19.30'
da RABBİMİZİN C.C. izni ile düzenleyeceğimiz MEKKENİN FETHİ VE KUDÜS GECESİ
Programına davet ediyoruz. sevgi ve muhabbetle esselamualeykum
AGD SAKARYA ŞUBESİ 2. BÖLGE BAŞKANI Kamil DİRİL
#