Mart Ayını Hiç Sevmam
(9 MAYIS 1981 -10 MART 2010)
(Bir trafik kazasında kaybettiğimiz diş tabibi
evladımızın vefatının 10. senesi anısına yazılmıştır.)
Yine bir kötü haber gelir belki diye
Yıllardır mart ayını hiç sevmem
Hele ayın on'unu...
Yıl 2010..
Vakit bir öğle sonu, gün Martın onu
Beklenmedik anda çalan telefonu
Ve ardından...
O kısacık hastane yolunu bir türlü bitiremezsin
Ümidini asla yanında götüremezsin.
Siren sesi,acilin ilaç,kan kokan havası
Doktor olsan bile evladını kurtaramamanın acısı
Çaresizliğin o çığlığı
Yıllardır hep Mart ayında yeniden alevlenir yüreğimde
Ömür denen şey belirlenmiştir meğer
Ama içine ateş düşmüşse eğer
Söndür söndürebilirsen...
Takvim yaprağını bir gün evvele
Döndür döndürebilirsen...
Kim bilir daha kaç yıl geçecek,
Burnuma mor meleğimin kokusu hep gelecek.
O evlat kokusu ki ömrümle nihayetlenecek.
Gerçekle hayal sanki arkadaş
Puslanıyor her geçen gün yavaş yavaş
Diyorlar ki acı azalır zamanla alışınca
Lakin işin doğrusu bitecek biz kavuşunca.
Bir tarafım da yine kıyamaz Mart ayına
Yıllar önce 16 sında bir oğul
Ve 28 inde bir gelincik verdiğinden derim.
O yüzden sadece on altısını ve yirmisekizini severim
Mart ayı hep iki gün olsun
Hatta on'u yok olsun.
Mart ayını sevmem,on'unu ise hiç
Bir tek onlaltısı ve yirmisekizi hariç.
(Evlat acısı olan anne ve babalara ithaf olunur)
#mart-ayini #hic-sevmem #kizim