Çârgâh
Mustafa Özbilge
Yayın:
Güncelleme:
Bir yer edindin şuracıkta kendine,
Bir kale, geceyi gündüzü tınlatan seslerden,
Dizilir parmaklarında sırlı taşların,
Açılır yolculara, gariplere sofran,
Misafirin olur çılgın dervişler,
Sabahlara kadar hû çeker.
Ben severim kaleyi düşmanı sevmediğimden,
İçini severim, dışından okurum sevdiğimi,
Kale de sever mi beni?
Dostlarımı…
Kıştan çıksa bahar dolar gönlüne,
Leylak kokar, bülbül konar dalına,
Salıncaklar kurarız gölgesine.
Sakın ellerini sert uçurumlardan,
Keskin sözün, demsiz bulanıklığı yakmasın genzini,
Renk vermesin gözüne hesaplı sevgiler,
Rüzgârın peşinden, ama nereye?
Nişabur’da bir attar dükkânında durur izi,
Henüz çocuktur, ama hep çârgâhta tavrı,
Ömür, su gibi uzayıp gider.