Meğer Ben Belediye'de Çalışmışım
TARAKLI DENİNCE AKLIMA
Taraklı'da bahar denince birden
Aklıma gölgeli yolları gelir
Hatıralar başlar kaldığı yerden
Ömrümün en güzel yılları gelir.
Pencere önünde bir kaç menekşe
Hanımeli, leylak dolu her köşe
Beyazı, pembesi açar peşpeşe
Gözümün önüne gülleri gelir.
Hisarda tomurcuk olmuş bademler,
Yamaçlarında mor sümbüllü çiğdemler,
Aşıkların gözlerinden çiğ damlar
Gençlerin sevdalı halleri gelir.
Kalbimi çınlatır her yıl bu mevsim
Elimde bir mektup ve bir kaç resim
Maziyi anarken titrer de sesim
Ninemin şevkatli kolları gelir.
En çokta aklıma ekmek, su gibi
Gurbette olanın arzusu gibi
Meddahı, ozanı, Yunusu gibi
Yalaza döktüren dilleri gelir.
Geçenlerde, hani Taraklıya o çok kar yağdığı zaman, sitemizde okumuştum; "Taraklı Belediyesi kar kürüme çalışmaları için 6 kişilik bir ekip oluşturdu" diye. Bunu okuyunca şöyle geçmiş yıllara gittim. Şu benim Taraklı Belediyesinde çalıştığım yıllara. Aman Yarabbi! gözümün önünden neler geçti neler. İnsanın hatıralarının içinde tatlısı olduğu kadar hatırladığında yüzünde bir acımsı hal aldıran anılarıda olabiliyor. İşte Taraklı Belediyesinde çalıştığım o yıllar, benim için zaman zaman yüzümde acı bir gülümseme oluşturan yıllardır.
Ben belediye'ye isteyerek girmedim. İstenerek girdim. İlk başlarda asli görevim uhdesinde yaptığım ve iyi giden emlak bürosu çalışmalarının yanı sıra asıl işim olan su endeksinide tutuyordum. Ama gel gelelim hayatımın belki de şu ana kadar ilk uyarı yazısını aldım. İyi saatte olsunların biri emrini yerine getirmediğimden dolayı bana uyarı yazısı verdi. Bizim meslekte o sarı zarf la tabir olunur. Suçumda emlak bürosundan başka hiç bir yere çıkmama emrine itaat etmediğimden dolayı. Burada idarecilik ile yöneticilik arasındaki farkı anlıyoruz. Hatırı sayılır bir kaç encümen azamızın ısrarlarıyla görevde kaldım.
Baktım belediyede işler çoğalıyor. Su endeksleri devam ededursun. Bir de Aşağı Camii'nin önüne kurulan ekmek büfesi işi bana yüklendi. İyi güzel ne ala. Ekmek büfesinde belki ondan sonra gerçekleşmesi mümkün olmayan rakamlarda ekmek sattım. Derken 302 Mercedes otobüs akranları tedavülden emekliye ayrılırken bizim orda seferlere başladı. Haftanın iki günüde o otobüste muavinlik yaptım. Tabiki diğer işler devam etti. Bitti mi? Hayır bitmedi. Dahası var. Geceleride Belediyenin Aile çay bahçesinde garsonluk yaptım. Hafta izini yapmayı unuttum.
Ne iş yaptığımı bilmiyordum. Sanki belediyeyi ben kurtaracaktım. Ne oldu sanki, madalya mı verdiler? Esamemin bile anılmadığından adım gibi eminim.
Şimdi Belediye de çalışanları şanslı görüyorum. Belediye Başkanımız Sayın Tacettin ÖZKARAMAN mutlaka bir istihdam yapmıştır işciler arasında.
Bir kaç gündür bazı eski ve şu an mevcut belediye çalışanlarının bir internet gazetesinde karşılıklı birbirlerine iyi temennilerde bulunan mesajlarını okuyunca birden aklıma geliverdi o günler. Meğer ben belediyede çalışmışım.
#