Onlar başardı, sen de başarabilirsin
2009 seçimleri öncesi, seçilecek Büyükşehir Belediye Başkanı’na bir dizi mektup yazmıştım.
O mektupların çok ciddiye alınmadığı geçen 5 yıl içinde çok net bir şekilde görüldü.
Önümüzde yeni bir seçim var.
Ben de yeni mektuplar yerine, bu mektupları seçime kadar kadar ara ara, güncelleyerek yayınlamak istiyorum.
Aşağıda 10 nolu mektup var.
Tabii güncel haliyle…
“Sayın Başkan;
Sakarya’nın her şeyden önce ciddi bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacı var.
Bugüne kadar şahit olduğumuz yönetim zihniyetinin adı ’Bekle gör’ politikasıdır.
Senden beklenen ise ’Bekleme, göster’ politikasını hayata geçirmendir.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı hiçbir konuda ’Bekle gör’ politikası izleyemez.
Bu pasiflik şehri çürütür.
Yapman gereken aktif olmaktır.
Sakarya’nın D-100 gibi, TEM gibi Eskişehir-Antalya yolu gibi önemli ulaşım ağlarının merkezinde yer alıyor oluşu, Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakınlığı ve Demiryolu imkanları nedeniyle coğrafi açıdan şanslı bir şehir olduğu söylenegelir.
Artık geçmişte kalan ’Stratejik önem’ teorilerine göre, Sakarya’nın bu avantajlı durumunun, kendiliğinden gelişme ve kalkınma getireceği varsayılır.
Oysa son yılların bakış açısı ’Coğrafi-Stratejik’ önem teorilerini rafa kaldırmış, ’Pro-aktif’ yaklaşımları zorunlu hale getirmiştir.
Söylemek istediğim şu ki, Sayın Başkan, eğer, ’Sakarya zaten önemli bir coğrafi avantaja sahip, bütün yollar buradan geçiyor, İstanbul’da, İzmit’te yer kalmadı, yatırımcı eli mecbur buraya gelecek’ gibi statükocu bir yaklaşımı benimsersen, fırsatlar hızla kaçıp gider biz de ’Bak geçiyor tren, öpsün seni Zeki Müren’ tekerlemesi ile avunuruz.
Gelişme ve kalkınma artık eskisi gibi coğrafi konumu uygun yerlerde değil, insan unsurunun kalite ifade ettiği yerlerde hız kazanıyor.
Eldeki imkanların kendiliğinden gelişme getireceğini varsaymak yerine gelişmeyi istemek, daha fazla istemek, çok daha fazla istemek gerekiyor.
Bu sebeple Sayın Başkan, şehirdeki ataleti ortadan kaldırmak için de yeni sosyal ve kültürel projeler geliştirmen lazım.
Bu şehir sadece Türkiye’ye değil, Dünya piyasasına da ’Sakarya’da kaliteli iş gücü vardır’ diyebilecek noktaya gelmelidir.
İşsizlik Sakarya’nın en büyük sorunlarından biri…
Bu sorun karşısında Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, ’Bana ne işsizlikten, ben yol yaparım, kanalizasyon döşerim, çeşmelerden birinci sınıf su akıtırım’ deyip kenara çekilme lüksün yok.
Göreve geldikten sonra önce bu işsizlik meselesine eğilmen, ciddiyetle eğilmen gerekiyor.
Her gün karşına dikilip ’İşsizim’ çığlıkları atan gençlerin karşısında iki elini havaya kaldırıp aciz bir görüntü sergilemek durumunda kaldığında, sana bağlanan umutlar da sönmeye başlayacaktır.
İşsizliğin olduğu yerde huzur, asayiş olmaz.
Bu sorunun bugünden yarına, birkaç ay içinde çözülemeyeceğini biliyorum.
Ama bugün başlatacağın sistemli bir çalışma ile 5 yıl sonra çok güzel sonuçlar alınabileceğine inanıyorum.
Meslek eğitimine birinci derecede önem verirsen, iş arayan işsiz ile işçi arayan işveren arasında köprü olabilirsen, yatırımcıların Sakarya’yı tercih etmeleri için öncü olursan, her şeyden önce bu şehrin insanına başarma inancını aşılayabilirsen 5 yıl sonra işsizlik sorununun belini de kırmış olursun Sayın Başkan...
İşin çok, zaman kısa.
Bu sebeple zamanı çok iyi kullanmalısın. Boşa geçirecek tek bir saatin olmadığını bilmelisin. Yarenlerinle gönül eğlendireceğin o bir saat içinde, yurt içinden ya da yurt dışından pek çok yatırımcı ile görüşebilir, onlara Sakarya’nın sunduğu fırsatları anlatabilirsin.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin kentini nasıl bir modern kent haline getirdiğini tüm Türkiye biliyor.
Eskişehir’e Sakarya’dan insanlar turlar düzenleyerek “şehir görmeye” gidiyorlar.
Sen de bunlar gibi olabilirsin.
Büyük düşünebilirsen adını büyüklerin arasına yazdırabilirsin.
En başta da söylediğim gibi başkan, senden istenen tek bir şey var.
Bu şehrin iliklerine kadar işleyen ’Bekle gör’ politikasını yerle bir edip, ’Bekleme göster’ politikasını hayata geçirmendir.”