Taraklılara Hizmet Derneği'nden Basın Açıklaması

İzzettin KÖMÜRCÜ

14 Temmuz 2014 Pazartesi gecesi Teravih Namazı sonrası Taraklı Kültürevi önünde yapılan basın açıklamasında, İsrail’in Gazze’ye düzenlemiş olduğu son saldırıların boyutlarının genel değerlendirilmesi yapıldı.

Dernek Üyesi Nurullah Aydın, toplumda bir farkındalık oluşturmak amacıyla tertiplenen basın açıklamasının başında, Ramazan Ayı’nın karnaval, eğlence, panayır, şaklabanlık, hokkabazlık ayı olmadığını; Ramazan’ın, Müslümanlar için bir tefekkür ayı olduğunu belirterek ülke insanına enjekte edilen kutsalı olmayan yoz emperyal kültürün; bu ayı, eğlence sektörü için bir malzemeye dönüştürdüğünü ifade etti.

Konuşma metninde, Müslüman Türk milletine din afyonu pazarlamaya çalışan televizyonlardaki din tacirlerine ve lüks iftar sofralarının müsrifliğine bakmanın bu gerçeği görmek için yeterli olduğunun altı çizildi.

Nurullah Aydın bildirinin devamında: “Bir ay önce Batı Şeria’da kaçırılan ve sonra ölüleri bulunan üç yahudinin kim tarafından, ne için kaçırılıp öldürüldüğü henüz bilinmemekteyken, olayın bütün faturası, bir anda, Filistin’deki mustazaf müminlere çıkarılmıştır” dedi.

Bildiride, yaptığı onca katliama rağmen, terörist İsrail’in, gerek ülkemizde, gerek dünyada: siyasi-ekonomik-askeri yaptırımlara maruz bırakılmayıp; birçok yönden ortaklığının genişletilerek devam ettirilmesinin ifade edilmesi, yapılan tüm kınamaların sahtece olduğunun belirtilmesi dikkatlerden kaçmadı. 

Basın açıklamasının ardından Taraklı Hacımurat Mahallesi Camii İmam-hatibi Saadettin Ünal Hoca Efendi’nin yaptırdığı duada duygulu anlar yaşandı.

Taraklılara Hizmet Derneği Başkanı Alaattin Özçayır katılımlarından dolayı basın mensuplarına, dernek üyelerine ve tüm katılımcılara teşekkür etti.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Muhterem Taraklılılar ve Basın Mensupları:

“Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.”
                                                                                                                    ŞUARA: 227

Kur’ân-ı Kerim’in, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi veselleme vahyedildiği, şu mübarek Ramazan ayının içerisinde bulunmaktayız. Bizi, bu aya eriştiren, içerisine bin aydan hayırlı bir geceyi koyan Rabbimiz Allah’a hamdu senalar olsun.

Ramazan; karnaval, eğlence, panayır, şaklabanlık, hokkabazlık ayı değildir. Ramazan, biz Müslümanlar için bir tefekkür, bir tezekkür, bir muhasebe ayıdır. Müslümanlar bu ayda orucun idrakiyle hareket ederler, tevbe ederler, sabrederler.

Maalesef, ülkemiz insanına enjekte edilen kutsalı olmayan yoz emperyal kültür; bu ayı, eğlence sektörü için bir malzemeye dönüştürme çabasına girişmiştir. Popülist siyasi dindarlık da bunun taşeronluğunu yapmaktadır. Bunu fark etmek için Müslüman milletimize din afyonu pazarlamaya çalışan televizyonlardaki din tacirlerine bakmak, lüks iftar sofralarının müsrifliğine bakmak yetmektedir.

Kardeşler…

Peygamberler’in hayatlarına baktığımızda, onların; kafir ve zalim çetelerle hep bir mücadele içerisinde olduklarını görmekteyiz. Tevhid’in zikredilmesi, onun yaşanabilmesi için her türlü zorbalığın karşısında sabır ve sebat kalkanıyla metanet zırhını kuşanmış kutlu nebilere-resullere binlerce selam olsun…

Kafirler, gücü ellerine geçirdikleri vakit, müminleri katletmek için çeşitli bahaneler üretmekte ne kadar mahir olduklarını, geçmişte olduğu gibi bugün de ispat etmiş olmaktalar. Siyonist İsrail çetesi, bunların başında gelmektedir.

Bir ay önce Batı Şeria’da kaçırılan ve sonra ölüleri bulunan üç yahudinin kim tarafından, ne için kaçırılıp öldürüldüğü henüz bilinmemekteyken, olayın bütün faturası, bir anda, Filistin’deki mustazaf müminlere çıkarılmıştır. Ancak, bu olayın hemen akabinde gelen, 16 yaşındaki Muhammed Ebu Hudeyr’ın, Doğu Kudüs’te, faşist yerleşimciler tarafından kaçırıldığını ve yakılarak, vahşice öldürüldüğünü bilmekteyiz.

Son birkaç haftada aralarında çocukların da bulunduğu yüzlerce mümin, Filistin’de sebepsizce gözaltına alındı. Şüpheli diye aranan 1350 eve baskın yapıldı, bir kısmı yakıldı. Tarım arazileri talan edildi. Gazze’ye düzenlenen yoğun hava saldırısında bugün şehitlerin sayısı yüz 170’e varmış, yaralılarsa 1100’ü geçmektedir.

Gazze’de engelli insanların bulunduğu bir bakımevine saldıracak kadar gözü dönmüş, had ve hudud tanımayan terörist İsrail, saldırılarında sivilleri sürekli hedef almakta. Öte yandan, İsrail Savunma Bakanı Moşe Yalon, “uzun sürecek savaş günlerine” hazırlandıklarını vurgulamakla işgalci İsrail ordusunun öldürülen 3 yahudiyi bahane ederek, önceden hazırlığını yaptığı operasyonu devreye soktuğu iddiası artık göze pek uzak gözükmemektedir.

Netanyahu, "Hedef, İsrailliler için güvenlik ve sükuneti yeniden sağlamak” derken anlaşılıyor ki öldürülen Filistinli çocuklar, kadınlar ve hatta engelli insanlar, İsrail’in güvenliği ve sükuneti için çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Yine Yahudi “Evi Partisi”nden aşırı sağcı kadın milletvekili Ayelet Shaked'in: “Hepsi düşmanımız. Kanları başlarında olmalı. Buna öldürülenlerin anneleri de dahil. Onlar da oğullarının peşinden gitmeli. Evleri de yıkılmalı ki orada 'yılan' yetiştiremesinler” şeklindeki beyanı, gözü dönmüş terör devleti İsrail’in pusulasının, masumların kanlarından başka bir şeyi göstermediğini ispatlar nitelikte.

Bütün yaşananlar, uluslararası toplumun gözü önünde cereyan ederken, kimsenin kılı dahi kıpırdamamakta, Siyonist İsrail’in meydan okuyan buyurganlığına herkes boyun eğercesine katliamın daha ne kadar devam edeceğini zilletle beklemektedir.

Amerikan yönetiminin bildik tutumunu ise Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest açıkladı: “Hiçbir ülke sivil halka yönelik roket saldırısını kabul edemez. İsrail’in kendini koruma hakkını destekliyoruz.”

Yaptığı onca katliama rağmen, terörist İsrail’in, gerek ülkemizde, gerek dünyada: siyasi-ekonomik-askeri yaptırımlara maruz bırakılmayıp; birçok yönden ortaklığının genişletilerek devam ettirilmesi, yapılan tüm kınamaların ne kadar da sahtece olduğu bir kez daha gözler önüne serilmektedir.

Irak ve Suriye’de ümmeti fitne sarmalının içine sokan hunhar Amerika ve işbirlikçileri; Siyonistlerin bombalarıyla bizden Kudüs’ü unutmamızı beklemekteler. Şunu iyi öğrenmeleri gerekir ki o topraklar ümmetin vakıf toprakları, o insanlar Muhammed ümmetinin evlatlarıdır. Zalimler, yapılanların hesabını Mahşer Günü’nde bir bir ödeyeceklerdir. Bunu Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize orucu ve teravihi yasaklayan zalim Çin yönetimi de Bosna Hersek’te 1995’te meydana gelen Srebrenitsa Katliamı’nın failleri de Soma Maden Ocağı’nda hayatını kaybeden kardeşlerimizi, insani olmayan şartlarda çalıştırıp, bütün bunlara göz yumanlar da aynen bilmelidir.

Biz Taraklılara Hizmet Derneği olarak, dünyadaki mazlum kardeşlerimize yapılanları telin etmekle beraber, kafir İsrail’le olan ekonomik-siyasi-askeri ilişkilerin koparılmasını bekliyor, Müslümanların yaşadığı ülkelerin devlet yetkililerini bir an önce meseleden mesul olduklarının şuuruyla hareket etmeye davet ediyoruz.

Taraklılara Hizmet Derneği, bu basın açıklamasını, mevzu ile mevzii arasında kurulacak hayati bağın bir kez daha hatırlatılmasını kendisine bir vazife addedip zalimlerin değil mazlumların; mağrur ve müstekbirlerin değil, mustazafların yanında olduğunu beyan etmek adına yapmıştır.

Mescid-i Aksa’nın, Mescid-i Haram’ın ve ecdadımızın bina ettiği ve şu an gölgesinde toplandığımız Yunuspaşa Camii’nin Rabbi olan Allahu Azimuşşan; ümmet-i Muhammed’i: tefrika, taassup ve mezhepçilik belasından sakındırsın. Aramıza imanın muhabbetini, merhametini nasip eylesin.

Direnen mücahidlerin, tez zamanda muzaffer olacağı ve Kudüs’ün ve diğer İslam beldelerinin bir an önce hürriyetine kavuşacağı günü Taraklı, umutla beklemektedir.