Sana Doğduğum Köyden

Ahi Naci İŞSEVER

 Yazdığımız bu iki üç satıra "iş deyib  de  zaman ayıran eşe dosta, "teşekkür ederek" başlamak, gerçekten rahatlatıcı birşey.. Demek ki borclandığımı hissetmişim.
 Bir müftünün  bu denli "duyarsızlığıyla",  bizim bu konuya gösterdiğimiz hassasiyet, sıradan bir iş olmasa gerek. Bizim evde bile, kabak tadı verdi diye, homurtular başladı. Kırkyedi yıllık "yazı hayatımı" Müftü Efendi'nin keyfi için mi geçirdin? diyenlerden tut,  ALLAH  adına "küfreden" densizlerden çık.
 
  Anadolu ariftir. Size anlatıyorum der, memlekete mesaj gönderir. Şehremin'de bir belediye tuvaletçisi varmış, diye başlayandan tut, gidebildiğin kadar git. Biz de bunlardan  zarifini seçtik.
, Adamın biri hademelik yaptığı okullardan birinde, artık "bu kapıdan değil de, yandaki kapıdan girip çıkacaklarını, öğrencilere ve velilere duyurur.
 Bu değişikliğe bir anlam veremiyen bir öğrenci velisi de gitmiş durumu "okul müdürüne" şikayet etmiş.
 Nice okulun çetrefil  işlerinin içinden çıkmış müdür de, "hademenin koyduğu yeni düzeni anında kaldırtmış". İnad eden hademe de işinden  tard edilmiş.
 "Akşam evinde, "canım bunada mı karışacaktılar diye söylenen hademeye verilecek cevabı biliyorsunuz. "Git, anan donunu bağlasın."
 Bizim müftü de devletin hademesidir. İşi terbiyesizin birine düşürmeden tadında kesip "camimize itibarını iade etse"  çok iyi eder. Eder ama, müftünün itibarı nolcak?.
 O "ben işime bakarım, siyasetten hoşlanmam, politika,  "tuuu kaka" diyen  "ağız"  var ya?  Emsallerinin en tehlikelisidir. Küçük kasabalarda  sıradan  lüzumsuzluklar yaparak  kendilerini gündemde tutup  piyizlenirler.Bunun için de geleneği  beşyüz yıl sergilenmiş bir camii kahrederler.
 Kolay gelsin. "Tarafsız olduğun" palavrasını peşine takılan tazelerden al. Benimle harbiden "yeke yek" uğraş. Yaptığının lüzumuna inandır beni. Dini konularda dahil, çağır beni . Dilleşip  sevişelim.
 Hissediyorum, Mülayim Manav karakteri, "bu konuyu da" uzaktan izleyecek. Ne çekecek bıçak, ne dayanacak kemik. Kocasu  akıyor. Hemşerilerim bakıyor. Erkal Hoca'dan  "gıcık alan" müftünün yalakaları, onu memleketinde  de tecrit ediyor. Taraklı ilimden kaçıyor. Zaman Manav karakteri ile sürtüşüyor. Koskoca Osmanlı Camii, günden güne daha da gizleniyor. Ahir zamanda ilim, ehlinin elinde değildir. Şarlatanın sesi kalabalıkları  tenvir ediyor.