AH RÜŞTİYE SOKAĞI !
Tarihi evlerinin, özgün mimarisi ile bir dantel misali dizildiği, bu sokağın ne yazık ki canına okunuyor.
Doğduğum, büyüdüğüm şirin Taraklı’nın en güzel sokağıdır Rüştiye sokağı...
Tarihi evlerinin, özgün mimarisi ile bir dantel misali dizildiği, bu sokağın ne yazık ki canına okunuyor.
Daha önce bu sokağın canlandırılacağı duyurulduğunda ozaman yüreğimize sular serpilmişti.
Tarihi Rüştiye Mektebi ve Hacırıfatlar Konağı restore edilecek dere kenarındaki “doncak” yani kibarcası çamaşırhane’ye kafeterya kurulacaktı...
Aşağıda ki şiir,Her zaman saygı duyduğum gerçekten bir “Taraklı Sevdalısı”Alaattin Yımaz’ın 2004 yılında hissederek yazdığı bir şiirdir.....
Umarım sizde hissederek okursunuz.
RÜŞTİYE SOKAĞI
Taraklı’nın Rüştiye Sokağı,
Hatıralarımın ilk durağı,
Burada doğdum büyüdüm,
Unutmak mümkün mü bu sokağı.
Viran olmuş Rüştiyesi,
Osmanlı Hamamı ve Türbesi,
Bu kadar vefasız olunur mu?
Bunlardı sokağımın simgesi.
Kaçak polis, kemik oynardık,
Rüstiye önüne sığamazdık,
Tahtadandı arabalarımız,
Yarışmaya doyamazdık.
Değirmen Suyu deresi
Ne eğlenceliydi yüzmesi,
Şimdi dere kirlenmiş,
Çok mu zor temizlemesi.
Doğduğum ev yıkılmıştı,
Yerine apartman yapılmıştı,
Ahşaptandı yıkılan evimiz,
Duvarları toprak sıvalıydı.
Bazı evlerin altı handı,
Komşuların geçim kaynağıydı,
Hanlar bozulup depo yapılmış,
Ortada at,eşek mi kaldı.
İçi oyulmuş dibek taşları,
Şimdi olmuşlar sokak taşları,
Bulgur, keşkeklik yapardı,
Dibeği döven tokmakları
Dere kenarında doncaklar,
Her mevsim kaynardı kazanlar,
Makine, deterjan bilinmezdi,
Tokaçla, kille yıkanırdı çamaşırlar.
Kaldırım taşları sökülmüş,
Yerine beton dökülmüş,
Yöremizde taş kalmadı mı?
Bunlar da maziye gömülmüş.
O güzelim evler boşalmış,
Oturulan çok az ev kalmış,
Sokağımız neşeli ve canlıydı,
Şimdi boynu bükük kalmış.
Yıllar ne çabuk gelip geçti,
Devir sanki birden değişti,
Bazı değerleri koruyamadık,
Benimki geçmişle yüzleşmeydi.
Tarih ve kültür mirasımız,
Yok oluşuna göz yumamayız,
Rüştiye sokağı bizi bekliyor,
Birlikte koşup kurtarmalıyız...
Alaattin YILMAZ