Mustafa İşcan Kuzey Irak Erbil'den Yazdı
2013 Yılının ekim aylarında 43 yıl ayrı kaldığım Taraklı ile ikinci buluşmalarım başlamıştı. Taraklı'nın en önemli problemlerinden olan Tavuk çiftliklerinin artıklarının çevreye verdiği zararları enerji üreterek bertaraf edecek enerji tesislerinin kurulumu ile ilgili Belediye Başkanımız sevgili Büyüğüm Tacettin Özkaraman ile görüşmelerle başlamıştı.
Daha sonra bu tesislerin kurulumu ile ile ilgili bölgemizde kurulmakta olan Termal Tesislerinden gelen teklif ile Taraklı benim artık doğduğum yerin dışında doyduğum yerde olmaya başlamıştı.
Böylece Taraklı artık benim yaşadığım yer olmuştu. Doğduğum yere hizmet etmek de benim için ahde vefa olmuştu. Bu duygu ile Taraklı'nın tanıtımında önemli yere sahip Taraklı Yerel kültür Derneğinde başta başkanımız olmak üzere bütün üye arkadaşlar ile çok güzel çalışmalara başladık. Fuar tanıtımlarından televizyon çekimlerine kadar her koşulda istediğimiz Taraklı'nın kazanması meskun tarihini yenmesi idi.
Evet Belediye Başkanımız ile ender sayıda ilçeye verilen Slow City ve EDEN Seçkin Kentler Birliği üyesi markaları alınmıştı fakat daha işin çok başındaydık. Taraklımıza gelen misafirlere posterlerdeki Taraklı'yı değil yaşanan Taraklı'yı anlatmak zorundaydık. Onları sadece güleryüzümüz ile değil hizmetimiz ile de mutlu etmeliydik.
Bu amaçla daha önce yaşadığım yerlerdeki tecrübelerim ile ve arkadaşlarımın arzusu ile Taraklı için çok güzel projeler ortaya koyduk. Taraklı'da üretilen yöresel ürünlerden tutun da çevre projelerine hatta Kültür Evinin yaşanan müze haline getirilmesine kadar bir sürü proje .
Ama malesef bizim bu çalışmalarımız sanki yerel yönetime muhalefet olarak düşünüldü. Adeta yaptıklarımız yok sayıldı. Sadece herkes köşesinden ve de makamından ya da park'daki kestane ağaçının altında laf ebeliği yaparak bunların altında bir amacımız olduğunu düşündü. Ne kadar yazık . Oysa biz sadece Taraklı sevdalısı idik.
Hatta bu yaptıklarımız birilerini o kadar rahatsız etti ki Termal Tesisdeki görevime son verildi. Amaç beni Taraklı'dan kaçırtmak'tı. Ama benim arzum doğduğum bu yerde hizmet etmek istiyordum. "Sırrıların torunu geldi , arkadaşları ile Taraklı'da güzel işler yapmak için caba gösteriyorlar" demeleri ve takdir etmelerini bekliyordum.
Bundan dolayı yaklaşık bir sene daha Taraklı'da oturarak mücadeleye devam ettim. Çünkü ben kendime söz vermiştim. Mücadeleden yılmayacaktım.
Malesef Taraklı'daki maçımın ilk yarısı bitti. Bu yarıda insanların sadece konuştuklarını gördüm. Öldükten sonra her ülkenin cehennem kazanın başında zebaniler olurmuş, yukarı çıkanı aşağıya çekermiş ama bakmışlarki bir kazanın başında hiç zebani yok. Neden demişler. Çünkü bu Türklerin kazanı. Onlara gerek yok. Demişler. Bizim Taraklı'da da öyle. Dişarıya karşı gösterdiğimiz hoşgörü ve misafirseverliği neden birbirimize gösteremediğimizi ve riyakarlığımızı gördüm.
Bir yandan Taraklı bozulmasın sadece Taraklıların olsun Manav kalsın istiyoruz ama diğer taraftan çoğulcu katılıma gelince hiç birimiz ortada olmuyoruz. Yarın Taraklı yabancılaştığında o zaman Ankara caddesinde selam verecek kimse kalmadığında halimiz ne olacak.
Şimdi maçın devre arası. Kuzey Irak Erbilde bulunan büyük bir enerji santralının alt yüklenicisinin şantiye müdürü olarak tekrar mesleğime dönmek zorunda kaldım. Sonuçta yılların mühendislik tecrübelerini yine insanlığa vermek zorundaydım.
Allah nasip ederse bu maçın ikinci yarısı olacak. Taraklı sevdam ile gönül verdiğim Taraklı yerel kültür Derneği üyesi olarak arkadaşlarım ile Taraklı'nın kazanması için çalışacağım.
Kaplumbağa bir gün Mekkeye gidiyormuş .
Bunu gören Kaplan sormuş .
-Ya kaplumbağa nereye gidiyorsun demiş .
Kaplumbağa da Mekkeye gidiyorum demiş.
Bunun üzerine kaplan bu hızla mı demiş.
Kurbağa da bunun üzerine şöyle demiş:
Varamasam da yolundayım ya demiş.
Bizim de kaplumbağa misali Taraklımıza hizmet edemesek de uğrunda çaba gösterdik ya.
Sonuç ta; Allah nasip ederse ilahi emir geldiğinde yaradanım çağırdığında , Kurşunlu Camii musalla taşına konulduğumda Alaattin Hocam sorduğunda bu kulunu nasıl bilirdiniz dediğinde ;
Dostlarım, arkadaşlarım namazıma katılan herkesden " iyi bilirdik ,Hakkımızı helal ediyoruz buna şehadet ederiz " kelamını alabilirsem ne mutlu bana.
Allah hepinizden razı olsun.
Daha güzel bir Taraklı'da inşallah görüşmek üzere ...
#