Taraklı’da Yalnızlığı Giderecek Bir Kedi, Bir Kelime
İnsan yaşlanınca yalnızlaşır. Bu, etrafta kimsenin kalmamasıyla açıklanabilecek bir durum olmasa gerek. Daha çok kişi kendine çekilir. Kabuğuna…
Biraz da insan yorgunu olur yaşlanınca insan. İnsanın, insan yorgunu olması…
Sanırım insanın insana fazlaca maruz kaldığı kentlerde daha yoğun hissedilebilir bir şey.
Dedem doksanı aştı, anneannem sekseni… Ömürleri Taraklı’da geçti. Dışarı çıkmadılar hiç. Biri beş vakit camiye gider, diğerinin gelen gideni eksik olmaz. Yine de son zamanlarda bir yalnızlık kaygısı olduğu kesin. Bunu evdeki kediden anladım.
Kediler öteden beri kapımızdan, bahçemizden hiç eksik olmadı, ama eve girmelerine asla müsaade edilmezdi. Şimdi epeydir evde meskûn bir Prens var. Sobanın arkasında, koltukta, mutfakta, her yerde Prens…
Ben böyle kedi görmedim, diyor dedem. Caminin önünde bekliyormuş onu, sonra beraber eve geliyorlarmış.
Anneannem, terbiyeli diyor. Biri bunu evde büyütmüş zaten…
Yakın zamanda gözünün biri muhtemelen sokak kedileri tarafından kör edilmesi, evde Prens’e olan ilgiyi de arttırdı. Her yer Prens’in, her yerde Prens, kimseden çekindiği yok. Kimse ona söz söyleyemiyor.
Geçen gece, koltukta anneannemin kucağına doğru uzanmış geriniyordu Prens; kırmızı patileriyle anneannemin koluna dokunuyordu bir yandan. Annem şaşkın gözlerle annesine dönerek:
-“ÖĞÜR” olmuş artık bu sana anne!
dedi.
-“ÖĞÜR” oldu ya!
Hemen iki büyük Türkçe öğretmenime dönerek sordum:
-“ÖĞÜR” ne demek?
Anneannem tebessümle cevapladı:
-ÖĞÜR demek, alışmış demek.
Annem ise bu kelimeyi kendi anneannesinden öğrendiğini söyleyerek:
-“ÖĞÜR” demek birbirinden ayrılmayan manasına geliyor.
Bu kelimeye mukabil, yakınlık manasına gelen “ünsiyet” (dost-enîs) ve alışma, kaynaşma manasına gelen “ülfet” kelimeleri zihnimde canlandı.
Sözlük karıştırdım 14. Yüzyıldan Hoca Mes’ud’un olsa gerek şu mısralarıyla karşılaştım:
Tavar öğürün, kuş cinsin koyup
Eğer ayrılırsa yabana kayıp
Ya kurda tuş olur u karnın deşer
Ya uğrar doğan kursağına düşer
Sonra bizim Yunus çıktı karşıma:
Yûnus kulun “öğürsüz” kimsesi yok yalınız
Fedâ olsun canımız eve dervişler geldi
Ben, annem, anneannem, anneannemin annesi, menus kedi Prens derken sözün ustaları Hoca Mes’ud ve Yunus Emre ile öğür olduk, yoldaş olduk o gece.
#