Ahi Naci İşsever:TARAKLI-DAN ÇÖZÜLENLER
TARAKLI-DAN ÇÖZÜLENLER
Taraklı'dan çözülenlerden değil mi o?
Berabar ge'medik mi bur-lara ?
Ganırt'dırdı mı ganırttırır. Asılmaya ga-masın ?
U-ray gada gitme, o yıllar zordu.
Ekmek parasının, "simit parasını" unutturduğu yıllar. Bakma sen benim "sö'lendiy-me".
Biraz-cık da Cenâbı Hak'kı düşüncen. Un-dan çok mu bil'cen sen ? . Urgancılar'ın yanında,
çıraklığı va mı unun?
Tavşancıl'da "çiğ köfte" sata-mış. Aca-i-bi-me gitti. Hat-ti zâ-tında o, Gıdak Hasan'ın Çırağı'dır. Yani-kim, "Semerci". Başka iş bulamadın mı, be adam? Duyduğum doğruysa, bi tevâtur da, gazanoyo-muş.
Hatta, nasip bu ya?
Gösteri o-sun deye, Tavşancıl Festivalinde, bir de "semerci" dükkanı açıve-miş. Belediye Reisi de destekleyince, olay o-muş. Reisin dıngında mı? Para murt gibi. Festival bu. Turistler kendilerine de SEMER ısmarlamaya gakmışla emme , yapmamış. Ustam -rahmetli- Gıdak Hasan gıza demiş.
Bizde ur-dayız.
Urgancı Üsen de va.
Her neyse...İşimiz de muhabbet be ya.
Neden bu gada incelip, kibarlaşıyorsun. Ayıp o-mo-yo-mu? .
Daha dün ben sizin yanınızda, çıkrık çevirirken, bö'le değildin sen, dedim.
Dilin incelmiş, kibarlaşmışsın da dedim.
Dürüst söylemem gerekirse hani, "bi- de yakışmış ki", sorma.
Derken çözüldü, içini döktü seninki..
Dedi ki:
Sen bari sorma abisinin.
Para ettiği için, bu böyle o'du zâ-net-me. Yo'sa ben de sa'a rasladığımda, "suya düşmüş ördek" gibiyim.
Yarsıyurum.
Gavakdibi'ndeymişim.
Yaradılışım bu, aşılmıyor.
Bunu bana soran ilk kişi de sen değilsin.
Bak anlatayım:
Geçen Adabazarı'ndan ge-di-le. Aklım ermez. Abasıyanık Derneği'nden. Kim bu adamla deye sor-cak olu-san unu bilmem.
Müzümsüz de, müzevir de ne de'sen de. Yollamışla un-narı.
Beni din-ney-cekle-miş. Lahevleve...
Şarkıcı mıyım ben.?
Azıcık dilleştik, konuşuve-dim.
İyi güzel de...
Çay paralarını da ve-di-le giddile.
Kendime değil, konuştuğum Türkçe'ye acıdım.
Sait Faik'i soruyorlar bi de.
Yazzıklar olsun!
Çay parasını veren misafirle, Sait Faik'i bırak, çömelip de, askerlik bile anlatılmaz.
Biz üstüne üstlük-zıkkım olası- çaylarını da- içtik.
Senin anlayacağın, ben seni anlıyorum da...
Bu "şeker şivesi, " insanı sevda gibi sarmaya görsün.
Dağ taş şekere keser.Tatlı bir illettir.
Tutulursun.
Değirmendere'de bir simitçi var . Hani kaybettiği paranın peşinden ağlayan o çocuk.
Git ondan dinle. Hükümet o-sam maaş ba-larım.
Bendeki de "Türkçe mi sanır, bu cahiller.
Git Alla-se-vesen
Bi gün :
Bala'nın ga've'sin'de...
Boş ve a'natma. Yarın deyverem.
Ahi Naci İşsever
#