Misafir Kalem (Ferruh Bulut) BİZİM SAKARYA
Birkaç gün önce Hafız Burhan ile ilgili bir sohbetin içindeydim. Kendisiyle ilgili bilmediğim şeyleri öğrendim. Ama ben de, sohbette olanların Hafız Burhan ile ilgili bilmediği bazı şeyleri onlara anlattım. 2006’da da bu konuyu yazmıştım…
**
Gerçek adı Burhan Sesyılmaz. Ama eskiler O’nu, Hafız Burhan olarak bilir. Hafız Burhan olarak zirveye çıkmış, Hafız Burhan olarak ölmüştür. 1897-1943 yılları arasında yaşamış Osmanlı-Türk Türk Sanat Müziği gazelhan, hafız, mevlithan ve ses sanatçısıdır. 46 yıllık kısacık ömrüne ne başarılar sığdırdığını anlatmaya kalksam değil bu köşe, sayfa almaz.
**
Meraklılarında hala taş plakları bulunur; isteyenler internetten O’nun zamanında hit olmuş; “Makber, Sevdası Henüz Sinede, Adalardan Bir Yar Gelir, Bir Yaz Gecesi, Ey Melek İlahi Hayatta, Gerçi Bilirim Kurtulamam, İnleyen Ahımı, Kuş Sesleri, Ne Güzeldir Bakışın, Sarsam Seni, Seb-i Hüznünde Hayalinde, Seviyordum Onu Ruhumda, Son Ninni, Söyleyin Güneşe Bugün Doğmasın, Üzme Kendin Nafile, Yandım Sana Baktıkça, Yeşil Kurbağalar, Yine Kalbim Taşar Ağlar, Yüksek Eyvanlarda…” gibi şarkılarını sanat müziği sevenler hala büyük bir keyifle dinler.
**
Yıllar önce TRT’de Hafız Burhan ile ilgili bir belgesel izlemiştim. Hafız Burhan’ın hayatı, iki doçent ve bir profesör tarafından belgeselleştirilmiş, nefis bir yapıttı. Ancak bu belgeselde dikkatimi çeken nokta; Hafız Burhan’ın yaşamının son 20 yılındaki Haziran-Eylül arası boşluklardı.
**
Yani iki doçent ve bir profesörün, hayatını zerresine kadar inceledikleri Hafız Burhan’ın 1923’ten ölümüne kadar geçen son 20 yılda, Haziran-Eylül ayları arasında nerede olduğu belli değildi. Hafız Burhan hayatının son 20 yılında her Haziran ayında İstanbul’da kayboluyor, Eylül ayı sonlarında da yeniden ortaya çıkıyordu. Bu kaybolmaların karşılığı ve de nedeninin cevabı maalesef, o iddialı belgeselde de verilememişti.
**
Bu belgeseli izlememin üzerinden birkaç yıl ya geçmişti, ya geçmemişti ki, Hafız Burhan’ın, hayatının son 20 yılında nerede olduğunu bir tesadüf sonucu öğrendim.
**
İşte o günlerde Taraklı’daki bu dost meclisinde Hafız Burhan ile ilgili kayıp yıllar bilgisine ulaştım. Dost meclisindeki bir yaşlı amca Hafız Burhan ile ilgili şunları söylemişti; ‘..Bizim bir de Deli Burhan’ımız vardı. Biz O’na Deli Burhan derdik. Deli Burhan, her yıl haziran ayında Taraklı’da evli olan kız kardeşinin köşküne gelir, Eylül ayına kadar bu köşkte kalır’
**
‘Akşam hava karardıktan sonra, sabahlara kadar köşkün balkonunda ud çalarak, şarkılar, gazeller söylerdi. Çok gür sesi vardı. Ben son yıllarını bilirim. Daha eskiler, O’nun buradaki kız kardeşinin yanına 20 yıl her haziranda geldiğini bilirler. Biz ve büyüklerimiz ona Deli Burhan derdik. Çünkü akşam ezanından sonra çıktığı köşk balkonundan saban namazında inerdi’
**
‘Biz bunun adının Burhan olduğunu öğrenince, Deli Burhan dedik. Çünkü sabahlara kadar aklı başında bir adamın şarkı söylemesi bize tuhaf gelmişti. Çok sonradan öğrendik ki, bizim Deli Burhan dediğimiz kişi, o dönemin en ünlü sanatçısı, gazelhanı Hafız Burhan’mış. Biz 20 yıl her yıl 3-4 ay meğerse ünlü Hafız Burhan’ı Taraklı’da misafir etmişiz. Üstelikte adama ‘Deli’ demişiz…’
**
Bu tatlı itiraflar sonunda büyük bir gerçek de ortaya çıkmış oldu. Hafız Burhan’ın belgeseldeki kayıp yıllarını ya da kayıp aylarını bizim Taraklı’da geçirdiği belli oldu. Bu gerçeği öğrendikten sonra, söz konusu belgeseli yapan iki doçent ile profesöre bu bilgileri aktarmak için çok uğraştım ama hiç birine ulaşamamıştım. Bunu yazıp ortaya çıkarmak da bu satırların yazarına nasip olmuş oldu…