Ö.S.S.Psikolojisi
Önümüzdeki Pazar günü ÖSS sınavı yapılacak. Yapılacak olan sınav öncesinde sınava girecek olan öğrenciler büyük stres yaşarken ailelerde çocuklarını bu sınav stresinden uzaklaştırmak, sınava en iyi hazırlanmasını sağlamak ve olumsuz faktörlerden uzaklaşması yönünde önlemler alarak çocuklarının sınava en iyi şekilde girip güzel sonuç almasını sağlamak için gayret gösteriyorlar. Konu ile ilgili olarak bakın ilgililer neler söylüyorlar.Ne gibi uyarılarda bulunuyorlar.;
Çocuğunuzu, sınava en iyi şekilde hazırlanması, sınavda dikkatini dağıtabilecek olumsuz faktörlerden uzaklaşması yönünde yönlendirmelisiniz.
Neler Yapmalı?
Her aile çocuğunun neleri yapmaktan hoşlandığını, güçlü ve zayıf yönlerini bilmeli ve eğitim altyapı doğrultusunda onun için ulaşılabilir hedeflerineler olduğunu saptamalı. Eğer veli çocuğunu iyi tanımadan yapabileceğinden çok yüksek ya da düşük bir beklenti geliştirirse öğrenci ve ailelerde hayal kırıklığı, motivasyon düşüklüğü ve umutsuzluk yaşanabilir.
Aile, çocuğa olan sevgilerinin her koşulda geçerli olduğunu hissettirebilmelidir. Bir çocuk için en yıpratıcı duygu, ailesinin beklentilerini gerçekleştiremediği taktirde sevgi ve desteklerinden yoksun kalacağını hissetmesidir.
Bunu önlemek adına çocuğa her ne yaşanırsa yaşansın, onun yanında olunduğu söz ve davranışlar yoluyla gösterilmelidir. Çocuğa güvendiğinizi onun olumlu yönlerini takdir edip vurgulayarak, olumsuz yönleri var ise yapıcı eleştiride bulunarak hissettirebilirsiniz.
Örneğin hafta içinde bir kez oturup ders çalışan çocuğa ’Oturup ders bile çalışamıyorsun. Ne zaman otursan bir bahaneyle kalkıyorsun. Bakalım sınavda ne yapacaksın?’ gibi bir ifade kullanmak yerine ‘Geçen gün oturup kendi başına ders çalışabilmen çok hoşuma gitti. Seninle guru duydum. Belki ilk başta biraz zorlanırsın ama hiç moralini bozma.
Bununda üstesinden gelebilirsin,’ şeklinde bir ifade kullanmak, gencin kendi başına çalışma davranışını sıklaştıracak ve ona güven verecektir. Güven duygusu içindeki çocuğun özsaygısı ve kendine güveni, başarmak için motivasyonu artacaktır.
Sınavla ilgili olarak, gencin değerini sınavdaki başarısıyla eş tutmak, sonuçlarla ilgili olarak korkutmak, tehdit etmek, ‘sen hele bir kazanma, o zaman görüşürüz!’ ya da ‘Kazanamazsan arkadaşlarının yüzüne nasıl bakarsın? Aile dostlarımızın hepsine rezil oluruz,’gibi ifadeler gencin motivasyonunu değil, kaygısını artırır.
Genç ailesinin ve başkalarının gözünde kendisinin değil, sınavdaki başarısının önemli olduğunu düşünür ve sınava gerçek dışı bir anlam yükler. Bu da kaygısını artırır.
Çocuklarınızı hiçbir zaman başkalarıyla kıyaslamamalı, yalnızca kendi başarı durumundaki değişmeleriyle değerlendirmelisiniz. Her gencin farklı bir kişilik yapısı ve becerileri olduğu gerçeği kabul edilmelidir.
Çocuklarınızın kendi yapması gereken sorumlulukları almak yerine, zorlandıkları noktalarda destek ve yardımcı olmanız daha verimli sonuçlar doğuracaktır. Siz ona ne kadar destek olsanız da sınavın sorumluluğu tamamen çocuğunuza aittir.
Henüz gerçekleşmemiş olan sınavın sonucuyla ilgili olarak mümkün olduğunca yorum yapılmamalıdır.
Çocuğunuzu, sınava en iyi şekilde hazırlanması, sınavda dikkatini dağıtabilecek olumsuz faktörlerden uzaklaşması yönünde desteklemelisiniz.
Çocuğunuz, sonucu düşünmek yerine var olan zamanı en verimli şekilde kullanabilecek stratejiler geliştirmelidir.
Aileler, sınavın kazanılması gereken bir savaş değil, sadece amaca ulaşma yolunda bir araç olduğu gerçeğini unutmamalıdır.
Eğer aile, çocuğuna ÖSS’yi üniversiteyi kazanmak için geçilmesi gereken bir aşama olarak hissetirir ve bunu hayatın tek amacı olarak göstermezse çocuk kendine güvenli bir şekilde sınava girecektir.
Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Anne babalar ise çocuklarının en yakınında olan rol modelleridir; çocuklar ailelerinin tutumlarından çok etkilenirler.
Veliler ne kadar kaygılı ise öğrencinin de en az o kadar kaygılı olması kaçınılmazdır. Ailenin sakin, mantıklı ve olumlu tutumları öğrencinin de davranışlarına ansır.
Her anne babanın isteği, bu önemli ve zor dönemde gençlere en iyi şekilde destek olmaktır. Ancak önemli olan, gence doğru ve onun başarısını artırabilecek şekilde destek vermektir.
Bunun için de sınavın asla bir dönüm noktası olmadığını ama yaşamdaki amaçlara ulaşmayı kolaylaştıracak bir fırsat olduğunu vurgulamalı ve sınavdan alacakları sonuca değil, kendilerine değer verdiğimiz mesajını iletebilmeliyiz. Onlara içtenlikle ‘Sen benim için değerlisin.
Hayatındaki bu önemli dönemde, sana istediğin desteği vermeye hazırım. Senin kendi üzerine düşenleri en iyi şekilde yapacağını biliyorum. Bende üzerime düşenleri yapmaya hazırım,’diyebilmeliyiz.
Bu mesajları hissettirmek suretiyle, anne baba olarak çocuklarınıza verdiniz değerin, onun başarısını yükseltmesini dileriz..
NOT:Okuduğunuz bu yazı değişik kaynaklardan alınmıştır....
#