Ünlü Tarihçi Mustafa Armağan Taraklı'da

İzzettin KÖMÜRCÜ

Söyleşiden iki gün önce TA-Hİ-DER üyeleriyle Taraklı’yı gezerek Taraklı hakkında araştırma yapan Armağan, Taraklı’yı genel Türk tarihinin içerisinde medeniyet ve felsefe perspektifi ile değerlendirdi.

Davetlilerle soru-cevap şeklinde devam eden söyleşide, "Taraklı’yı kültürel ve mimari açıdan nasıl koruyacağız? ” sorusuna, “birçok şehir gezmeme rağmen, ilk kez burada böyle bir hassasiyet görüyorum, ilk kez böyle bir endişe ile karşılaşıyorum” cevabını veren Armağan, bu endişenin çok değerli olduğunu ifade etti.

Türkiye’de mimari ve kültürel özelliklerini koruyan çok az şehir kaldığının altını çizen Armağan, Taraklı’da beklemediği bazı manzaralarla karşılaştığını kaydetti. “Doğal taş döşenmiş yollara beton dökülmesini tarihimize bir ihanet olarak nitelendiriyorum” diye konuşan Yazar Mustafa Armağan, Taraklı’yı koruyacak olanların yine Taraklılı gençler olduğunu vurguladı.

Samimi bir havada geçen söyleşide ahlaki değerlerimizin yeniden ele alınması gerektiğine değinen Armağan: “Taraklı’da örneğini gördüğümüz geleneksel mimarimiz, o dönemdeki insanların içlerindeki güzelliklerin mimariye yansıması iken; mimarideki şimdiki çarpıklıklar ise içimizdeki çirkinliklerin tecellisi” dedi.

Taraklı’daki mimariye ilişkin sıkıntıların ne şekilde aşılacağı ile ilgili soruyu veciz bir ifade ile cevaplayan Yazar Armağan: “Geleneğimizde yemek ortak kaptan yenirdi. Tekkelerde, yemek yeme adabının bu kadar önemsenmesi, insana sınırlarını, haddini bildirmesi ile açıklanabilir. Sadece yemek yerken değil, insanımıza her alanda ‘önünden yemeyi’, sınırı aşmamayı öğretmeliyiz, bunu hep birlikte öğrenmeliyiz ki bu kültür, mimarimize de yansısın” diye konuştu.

Son olarak Kurşunlu Camiinin bânisi Yunus Paşa hakkında bilgi veren Armağan, söyleşinin sonunda TA-Hİ-DER üyeleriyle Taraklı yerelinde yapılabilecek çalışmalarla alakalı istişarede bulunarak Taraklı’dan ayrıldı.