Doğanın Adı:TARAKLI
Doğanın Adı: TARAKLI
Dokunulmamış tarihi dokusu doğa güzellikleri ile Sakarya’nın nadide yerleşim yerlerinden biri olan Taraklı Sakarya’nın en küçük Dünya’nın en Sakin Şehirlerinden biridir.
Küçük bir yüzölçümü ve az bir nüfusa sahip olan Taraklı;
Eşi benzerine az rastlanır yaylalarında, kayaboğazı göletinde ve, şelalelerinde ciğerlerinize tertemiz oksijeni solumadan, tarihi evleri, otantik sokakları ve kaplıcaları gezmeden Taraklı’yı gezmiş sayılmazsınız.
Yörenin sıcak insanları Taraklı’nın yemek kültüründe yöresel lezzetlerin hak ettiği övgüyü alması için gayretlerini her geçen gün arttırmaktadır.
Her geçen gün turizmde gelişmeyi sürdüren Taraklı gelişmenin neticesinde göze batan sıkıntılar yaşanmaktadır.Gerek otantik sokaklarda gerek tarihi evlerin etrafında park yapan araçlar özellikle fotoğraf sanatçıları için büyük sıkıntı yaşatmaktadır.Bu insanlarla haşır neşir olduğumuz için sürekli bu şikayetleri duyuyor ve sürekli yazmak durumunda kalıyoruz.
İşim gereği sabahtan akşama kadar Ankara caddesinde durmaktayım. Eski Ankara İstanbul yolu olan karayolundan onlarca araç geçmektedir. Caddeye yapılan sağlı sollu araç parkları nedeniyle burada yaşanan trafik sıkışıklığındaki manzarayı, çekilen çileyi anlatmanın tarifi mümkün değildir. Özellikle yaya kaldırımlarında büyük sıkıntı yaşanmaktadır.
“Taraklı turizm yönü ile büyüyor” diyoruz.Ancak ilçeye gelen turistlere ilçenin tarihini ve güzelliklerini anlatabilecek rehber görevlileri hala göremiyoruz.Bazen esnafın bile turiste bambaşka bilgiler verdiğine şahit oluyoruz.
Son olarak önemli bir konuya daha değineceğim ve serzenişte bulunacağım.
Doğaya hasret kalan modern beton dünyanın insanları bulundukları yerden kurtulup kendilerini doğanın eşsiz güzelliklerine yaylaların kollarına atılmak için akın etmeye başlayacaklar.Ormanlar, ağaçlar, çayırlar, dereler, sular hep çevreyi oluşturuyor.Buralarda piknik yapacaklara sesleniyorum.Lütfen çevremizi temiz tutalım.Çöp konusunda duyarlı olalım .Piknik alanında çöpleri gelişi güzel atmayalım.Özellikle gelişi güzel atılan bira ve kola kutuları hiç hoş olmuyor.Ateş çok tehlikeli.Duyarlı davranmayan vatandaşlara duyarlı olmaları için rica edelim
Bu bir ahlak ve kültür meselesidir.
**
“Sana Bir Kaz Yollasam Yolarmısın ? ”
Padişahın biri veziriyle birlikte tebdil-i kıyafet gezintiye çıkmış. Tebaası nasıl yaşıyor, nasıl geçiniyor, sıkıntıları neler görmek istemiş. Gezi sırasında bir köye gelmişler. Küçük, şirin bir evin önünde oturmuş, örgü ören bir genç kız görmüşler. Padişah kızın yanına yaklaşıp sormuş:
- Merhaba kızım. Baban evde mi?
Kız: - Babam evde yok! Azı çok etmeye gitti.
Padişah: - Annen evde mi?
Kız: - Annem de evde yok! O da biri iki etmeye gitti.
Padişah: - Kızım eviniz çok güzel ama bacası eğri.
Kız: - Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter.
Padişah: - Sana bir kaz yollasam yolar mısın?
Kız: - İzninizle en ince tüzlerine kadar yolarım!
Padişah kıza "Öyleyse selametle kal!" deyip, veziriyle tekrar yola koyulmuş. Saraya varınca padişah vezirine sormuş:
- Kız ile ne konuştuğumuzu anladın mı?
Verzir:
- Doğruyu söylemek gerekirse anlamadım padişahım, demiş.
Padişah:
- O hede tez vakitte git öğren! Yoksa seni vezirlikten azlederim! demiş.
Vezir telaşla fırlamış. "Nasıl öğrenirim? " diye düşünürken, en iyisi ilk ağızdan bilgi almak deyip, gitmiş padişahın konuştuğu kızı bulmuş. Vezir:
- Aman kız, hanım kız!... Biz bu gün yanımda biriyle senin yanına gelmiştik. Yanımdaki kişi senle sohbet etmişti. O sohbette konuştuklarınız ne anlama geliyordu? Onları bana bir deyiver. Dile benden ne dilersen.
Kız:
- Konuştularımızı açıklarım ama her cevap için on altın isterim, demiş.
Vezir kabul etmiş. Kız anlatmaya başlamış:
- O amca bana babamı sorduğunda "Azı çok etmeye gitti" demekle; babamın çiftçi olduğunu, tarlaya tohum ekmeye gittiğini anlatmak istedim.
Vezir on altını vermiş, kız devam etmiş:
- O amca annemi sorduğunda "Annem biri iki etmeye gitti" demekle; annemin ebe olduğunu, doğum yaptırmaya gittiğini anlatmak istedim.
Kız vezirden on altın daha alıp devam etmiş:
- Amca "Eviniz çok güzel ama bacası eğri" demekle; benim güzel olduğumu ama gözelerimin şaşı olduğunu söyledi. Ben de "Bacası eğridir ama dumanı doğru tüter" diyerek; şaşıyım ama gözlerim iyi görür demek istedim.
Vezir kıza on altınını verip hemen atılmış:
- Peki ya "Sana bir kaz yollasam yolar mısın? " ne demek?
Kız tebessüm edip açıklamış:
- O kaz da sizsiniz, demiş. Bunları öğrenmek için bana onlarca altın verdiniz!...
Tekrar görüşmek dileğiyle sağlıklı günler diliyorum
#