Kut'ül Amare Taraklı'da Anıldı
Taraklılara Hizmet Derneği'nin (TA-Hİ-DER) talebi üzerine Eğitim-Bir-Sen Taraklı Şube Başkanı Tarih Öğretmeni Emre Çelik tarafından 'Kut'ül Amare Muhasarası'na ilişkin sunum gerçekleştirildi.
Taraklı ve Kut'ül Amare Karşılaştırması
Tarih Öğretmeni Emre Çelik: "O dönem için 6-7 bin nüfusu olan Kut'ül Amare gibi bir yerde gerçekleşen kahramanlığı, bugün Taraklı gibi 6-7 bin nüfusu olan bir ilçede anlatmak benim için heyecan verici" diyerek sözlerine başladı.
Katılımın yoğun olduğu belgesel sunumda; Osmanlı Devletinin, nüfus ve silah sayısı bakımından Birinci Dünya Savaşına katılan diğer ülkelerle sayısal karşılaştırması görsel materyaller eşliğinde anlatıldı. Almanya ile müttefik olarak savaşa girmenin kaçınılmaz bir gerçeklik olduğunun altını çizen Çelik, Birinci Dünya Savaşına dair verdiği genel bilgilerden sonra Osmanlı'nın savunma yapmak durumunda kaldığı cephelerden biri olan Irak Cephesini ele aldı.
Bölgede bulunan petrol yatakları sebebi ile İngiltere'nin hedefi haline gelen Irak'ın, Basra Körfezinden itibaren sömürge askerleriyle işgal edilmeye başlandığı, bunun üzerine İngiliz-Hint birliklerini durdurmak için Süleyman Askeri Bey'in görevlendirildiği cephede, Osmanlı Ordusu'nun, Sakallı Nurettin Bey'in komutasında Selman-ı Pak'a kadar geri çekildiği işlendi.
"Bağdat'ı Almak, İstanbul'u Almaktır"
Çanakkale mağlubiyetinin ardından, sarsılan imajını yeniden kazanmak için Bağdat'ı ele geçirmenin İngilizler açısından çok önem taşıdığını vurgulayan Çelik, Bağdat'ı almanın İstanbul'u almakla eşdeğer görüldüğünü ifade etti.
Çelik, anlatımını şu şekilde sürdürdü: "Cephede tahkimatlar sürerken, Enver Paşa'nın amcası Mirliva Halil Paşa'nın bir kolordu ile gelmesi kötü gidişatı tersine çevirdi. İngiliz General Townshend, 4 bin 500'den fazla kayıp vererek Kut'ül Amare'ye ricat etti. Coğrafi özellikleri nedeniyle burada adeta kapana sıkışan İngilizler, 143 günlük Kut kuşatması altında kaldı. Ordusunun esir düşeceğini anlayan İngiliz General, kurtulmak için Halil Paşa'ya yüklü miktarda rüşvet teklifinde bulundu. Arabistanlı Lawrence tarafından teklif iki katına çıkarılarak ikinci kez tekrarlansa da Halil Paşa rüşveti bu kez sert bir şekilde yine reddetti."
"Türk Varlığının Göz Ardı Edilmesi..."
Çelik, Kut Bayramı olarak anılan bu hadisenin, NATO'ya geçilmesiyle birlikte 1952'den itibaren unutturulmaya çalışılması, aslında o coğrafyadaki Türk varlığının göz ardı edilmek istenmesi demek olduğunu vurguladı.
Emre Çelik Hoca, yoklukta verilmiş olan bu ve buna benzer mücadelelerin güçlü zamanlarda ortaya çıkan zaferlerden daha dikkate değer olduğunu ifade ederek: "bir devlet düşünün ki düşmanları tarafından hasta adam olarak nitelendiriliyor, yıkıldı yıkılacak diye bekleniyor, ama o devlet dimdik ayakta dövüşerek izzeti ile mücadele ediyor. İşte Kut'ül Amare, Çanakkale gibi cephelerde imkansızlıklar içerisinde verilen mücadeleler; İstanbul'un fethi, Mohaç Zaferi gibi her türlü imkanın olduğu savaşlarda gösterilen kahramanlıklardan daha aşağı değildir" diyerek sunumunu tamamladı.
Taraklı gibi küçük bir yerde böyle bir tarihi meselenin böylesine büyük bir ilgi görmesinin çok değerli olduğunu belirten Eğitim-Bir-Sen Taraklı Şubesi Başkanı Tarih Öğretmeni Emre Çelik, programı düzenleyen TA-Hİ-DER'e teşekkür ettiğini ifade ederek, bundan sonra da benzer etkinliklerde her zaman katkı sunabileceğini söyledi.
#