Misafir Kalem Sezai Matur'un Köşe Yazısı

Taraklı Ajans

Partilerin milletvekili adayları açıklandıktan hemen sonra “ Oy verecek parti arıyorum?” demiştim.
Seçime tam 10 gün kaldı.
Ben hala oy verecek parti arıyorum…
Şimdi o günden daha fazla öndeyim…
En azından oy vermeyeceğim partileri kesinleştirdim…
Bir kere Genel Başkanı; vatandaşına “Al ananı git” diyen AKP’ye oy vermeyeceğimi çok net bir şekilde ifade edeyim…
AKP’ye oy vermemem sadece Erdoğan’ın vatandaşa karşı gösterdiği Kasımpaşalı tavrıyla ilgili değil…
Erdoğan’ın ABD ve İsrail’e yakın duruşu, BOB Eş Başkanlığı’na pek iştahlı oluşu, AKP’ye sıcak bakmamı engelliyor…
Peki Erdoğan çok vatansever, bağımsız bir Türkiye sevdalısı olsaydı AKP’ye oy verir miydim?
Yine vermezdim…
Çünkü AKP Sakarya Milletvekilleri’nin 4 buçuk yıllık AKP iktidarı döneminde iktidarın nimetlerinden Sakarya’yı yararlandırdıklarını düşünmüyorum…
Sakarya’ya bir şey veremeyen milletvekilleri tekrar listede ve Sakaryalı’dan partileri için oy istiyorlar…
Başkasını bilmem ama benden Sakarya’ya hizmet etmeyene oy çıkmaz…
İkinci oy vermeyeceğim parti CHP’dir…
Baykal’ı oldum olası hiç sevmedim, sevemedim…
Baykal’ın iktidar olmak gibi bir arzusu ve bu yönde bir çabası yok…
CHP’nin Sakarya listesi de olabildiğince kötü…
Özellikle birinci sıradaki Necdet Çakar’ı çok donanımsız ve de samimiyetsiz buluyorum…
17 Ağustos depreminin yıldönümünde deprem şehidinin mezarına karanfil koyarken gülümseyerek çektirdiği fotoğrafın ardından seçim minibüslerindeki türbanlı kadın fotoğrafları samimiyetsizliğinin bir göstergesi…
Bu yüzden de CHP’ye oy vermeyeceğimi biliyorum…
Benim Genç Parti’ye de oy vermem mümkün değil…
Aslında Cem Uzan’ın bir siyasi lince uğradığını düşünüyorum…
Siyasete atılmaydı, bugün Aydın Doğan gibi iktidar tarafından el üstünde tutulabilirdi…
İktidar ne İmar Bankası’nı, ne de başka bir yeri görürdü…
Ancak o siyasete soyundu ve bir gecede hem ailesi, hem kendisi tüm mal varlığını kaybetti…
Buna rağmen Cem Uzan’ın ülkeyi yönetecek dürüstlükte olduğunu düşünmüyorum…
Dolayısıyla Uzan’ın Genç Partisi benden oy alamaz…
Benim oyum Demokrat Parti’ye de gitmez…
Mehmet Ağar iyi bir polis müdürü olabilir, belki iyi bir İçişleri Bakanı da olabilir…
Ancak Ağar’dan Başbakan olmaz…
Bir kere adını Susurluk bağlantılarından kopartıp atamadı…
Hala Susurluk’un baş kahramanı Sedat Bucak’la kanka…
Ağar Demokrat Parti’de olduğu sürece bu partinin demokrat olduğunu kim söyleyebilir…
Peki demokrat olmayan ve demokrasiyi içselleştirmeyen bir partiye oy verilir mi?
Sizi bilmem ama ben veremem…
Oy vermeyeceğim partilerden biri de MHP…
Adaylar açıklanmadan önce ciddi ciddi MHP’ye oy vermeyi düşünmeye başlamış ve
Hamdi Kılıçarslan’ın aday gösterilmesi durumunda MHP’ye oy vermeyi vicdanıma kabul ettirmiştim…
Adaylar açıklandıktan sonra MHP’ye oy vermekten vazgeçtim…
Aradan geçen süreç içinde de MHP’nin adayları benim oyumu almak için çaba sarfetmedi…
22 Temmuz seçimlerinde MHP’ye oy vermemi gerektiren bir açıklamaları, bir projeleri olmadı…
Saadet Partisi’nin birinci sıra adayı Cevat Ayhan’ın milletvekili adayı olmasını çok istiyorum…
Ancak Saadet Partisi’nin yönetim kadrosu bir emekliler kulübü gibi…
Necmettin Erbakan partiden elini bir türlü çekmiyor…
Bu da partinin büyümesini engelliyor ve SP baraj sorununu aşamıyor…
Bu nedenle Cevat Ayhan da olsa SP’ye oy veremeyeceğim…
O halde oyum kime?
Diğer partiler arasında da barajı aşacak parti yok gibi…
Oyumu heba etmek de istemiyorum…
Boş oy mu atacağım?
Hayır boş oy atmayacağım…
Kesinlikle boş oy atmayı düşünmüyorum…
Sandığa 10 gün var…
Bir kez daha partilerin Sakarya’yla ilgili söylemlerine bakacağım…
Kim Sakarya için ne diyor?
Ona göre son kararımı sandıkta vereceğim…
Umarım yanlış bir tercihte bulunmam.

(Sezai Matur Sakarya Yeni Haber Gazetesi Yayın Müdürü)