Çevreye ve Doğaya Karşı Ne kadar Sorumluyuz ?

İzzettin KÖMÜRCÜ

Önceki günlerde bir büyüğüm ile yürüyoruz.Orman içerisindeyiz.Öyle bir atmosfer içerisindeyiz ki ağaçlardan gelen çam kokusu içimize işliyor adeta.Taraklı’yı gören bir manzaraya geldiğimizde yaşadığımız yerin değerini havasının,suyunun, mavisinin,yeşilinin kıymetini daha da iyi anlamaya başladık.

Tam Taraklı’yı doyasıya seyretmeye başlayacaktık ki

İnsanın asabını birden alt üst eden bir manzara !! Bedenizimizn dengesi bozuluyor adeta !!

İnsanlar bu kadar sorumsuz olamaz. Topuma karşı bu kadar saygısız olamaz

Bu insanlar evlerinde de yediklerinin içtiklerinin çöplerini çevrelerine mi atıyorlar acaba?

Eminim ki bu insanlar Taraklı’da yaşayan insanlardır.

İçerisinde yaşadığımız doğanın havasını, suyunu, toprağını kirletmeye kimsenin hakkı yoktur.

Zeka veya akıl insanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliktir

Taraklı’nın değişik sokaklarında değişik binaların duvarlarında renkli boyalarla yazılmış ve yazan kişilerin ruh sağlığını belgeleyen yazılar görüyoruz. Bunu yapanlar acaba neden kendilerine ait evin duvarlarına yazı yazıp boya sürmüyorlar?

Sosyal medyada dikkatimi çekti.

Taraklılı bir kardeşimizin otomobili kasıtlı bir şekilde çizdirilmiş

Allah aşkına hepimiz beraber yaşıyoruz. Huzur bozmaya kimsenin hakkı yok.

Yaşadığımız yerde evimizi, bahçemizi, caddeyi, sokakları, yaylaları, ovaları gölleri her yeri temiz tutmak zorundayız. Kirliliğe yol açacak davranışlardan uzak kalmalıyız.

Hatta çevre kirliliği hususunda devletin tüm birimlerine yardımcı olmalıyız.

Kendi vücudumuzun temizliği kadar çevremizin temizliğine de özen göstermeliyiz

Bu konuda söylenecek çok söz olduğunu düşünmüyorum. “Kişilik” kavramı olduğunu düşünüyorum.