Madde Ve Mana
Madde Ve Mana
Bazı insanlar manadan öylesine uzaklaştılar ki, adeta maddeye tapar hale geldiler. Manayı, maddenin mengenesinde boğdular. ‘ Üzümünü ye, bağını sorma. Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın. Devletin malı deniz, yemeyen keriz. Helal haram ver Allah’ım, yiyemezsem al Allah’ım. Üç gün pez. . derler, sonra beyefendi derler’ gibi bana göre inancı, vicdanı ve ahlakı yıkmak için söylenmiş, aptalca sözleri bile, ata sözü diye kulaktan kulağa fısıldadılar.
Madde insanı gerçekten kamil insan yapsa idi, dünyanın en iyi insanı Karun olurdu. Kasaları dolu, ama kalpleri ve beyinleri boş insanlar, imrenilir, parmakla gösterilir ve önlerinde saygı ile eğilinir oldu. Maddi çıkarlar öylesine önemsendi ve büyütüldü ki, yapılan her iş, söylenen her söz, çıkar hesaplanarak yapıldı.
Maddeye hükmedenler, sahip oldukları zenginlik sebebi ile böbürlenerek yürüdü. Gösteriş aldı başını gitti. Şeytan bile korktu, onların bu isyanları ve kibirleri karşısında. Rızkın Allah’tan olduğunu bilmeyen gafiller, ‘ Ben kazandım, benim ‘ dediler, maddenin asıl sahibini unutarak. İnsan olmayı madde ile ölçtüler. Ne kadar çok madde varsa, o kadar iyi insan dediler.
Yeryüzünde kibirle yürüyenler, şeytanın kibri yüzünden Allah’a asi olup, huzurdan kovularak, lanetlendiğini önemsemediler. Onu çoktan unuttular ve aynı yola baş koydular. Sonsuz bir hayat yaşayacakları ahireti küçümseyip, ebedi kalacaklarmış gibi dünyayı sahiplenenler, son nefeslerini verirken servetlerinin fayda etmediğini, imanın, mananın bu dünyadaki en önemli kazanç ve tek kurtuluş yolu olduğunu anlamış olacaklar. Anlayacaklar, Allah’ın her şeyin sahibi olduğunu. Anlayacaklar, Allah’ın her şeye gücü ve kuvvetinin yettiğini. Anlayacaklar, Allah’ın insanı başıboş bırakmadığını. Anlayacaklar, Allah’ın azabının ne kadar çetin olduğunu. Anlayacaklar, Allah’ın insanın yaptığı her şeyden hesap sorucu, hesap gününün sahibi olduğunu. Anlayacaklar, Allah’ın insan için ebedi bir hayat var ettiğini. Anlayacaklar, ebedi hayatın ya Cehennem, ya Cennet olduğunu. Anlayacaklar, imanın ‘ Allah’a, kitabına, Peygamberine inandım ‘ cümlesini dil ile demekten ibaret olmadığını, imanın, bunu dil ile söylemenin yanında, bütün kalbi ile tasdik ederek, yürekten bağlanarak, boyun eğmek, dinin emir ve yasaklarına uymak olduğunu. Anlamasına anlayacaklar da, inşallah o son nefesi vermeden, iş işten geçmeden anlarlar. İnşallah ölmeden önce ölürler, hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çekerek, Allah’a boyun eğerler.
Mana suçlandı, horlandı, dışlanarak en ücra köşelere atıldı. Halbuki insanı diğer yaratıklardan ayıran özellik, mana idi, kalp idi, beyin idi. Manasız madde insanı insan yapmadığı gibi, korkunç sonu hazırlar. Bazen de sabredemeyenler için, maddesiz mana korkunç sonu hazırlar Yaratana isyan ettirerek.
Maddenin asıl sahibinin kim olduğunun ve kimden geldiğinin bilinerek, helalinden kazanılması ve helalinden harcanması çok güzel. Hem manaya, hem maddeye sahip olmak güzel. Maddeye kul, köle olmadan, mana yolunda harcanıyorsa güzel.
Mana aleminin sırrına vakıf olanlar, maddeden kaçmışlardır hep. Maddenin insanı nasıl köleleştirdiğini, nefsin iştahını arttırdığını, şeytana asker yaptığını bilenler, maddeden uzaklaşarak, mana ile temizlenmişlerdir.
Ne şeytanın vesveseleri biter, ne de nefsini doyurabilirsin. Onlar hep daha fazlasını ister. Onlara kul olanlar da, nefsini tatmin etmek amacıyla daha fazla maddeye sahip olmak için biriktirmeye, daha çok çalışmaya başlar. Bu yola giren insan farkında bile olmadan yaşamak için değil de, çalışmak için yaşamaya başlamış olur. Gün gelir, zaman geçer, gençlik gider, yaş ilerler. Sağlık sorunları başlar, para çoktur ama artık istediği gibi yiyemez olur. Maddeye hükmedemeyenler, maddenin hükümleri altında ezilmeye mahkumdurlar. Maddenin kahredici cazibesine kapılarak, hayatını bu uğurda tamamlayanlar, madde uğruna imanını bile riske atıp, mana fukarası olanlar, hem dünyayı, hem ahireti kaybeden, acınası zavallılardır.
Bütün güzelliklerin sizlerle olması dileği ile, Allah’a emanet olun.
#