TA-Hİ-DER'in Yeni Zelenda Katliamına Yönelik Basın Açıklaması

Taraklı Ajans

Yeni Zelanda’da Müslümanlara yönelik gerçekleşen katliam nedeniyle Taraklılara Hizmet Derneği (TA-Hİ-DER) basın açıklaması yaptı. Katliama sebep teşkil ettiren tarihin Türk tarihi olduğunun ifade edildiği açıklamada, şehit olan Müslümanlar için rahmet dilendi, menfur terör eyleminin telin edildiği bildirildi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

"(Resulüm!) İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlûp olacaksınız ve cehenneme sürükleneceksiniz. Orası ne kötü bir kalacak yerdir!" Âl-i İmran 12. Âyet.

Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki Al Noor ve Linwood camilerine, önceli gün cuma namazı sırasında silahlı bir saldırı düzenlendi. Şu an için 49 kişinin şehit olduğu söylenen bu katliamda çok sayıda yaralının da bulunduğunu bilmekteyiz.

Kardeşlerimize yapılmış bu menfur terör eylemini TA-Hİ-DER olarak telin etmekteyiz...

Saldırganın canlı olarak yayınladığı saldırı anını, bütün dünya, sosyal medya kanalıyla izledi. Böylece dünyadaki bütün İslam düşmanlarının Müslümanlara karşı izlemesi gereken yolun ne olduğu açık seçik gösterilmiş oldu. Tıpkı bilgisayar oyunu gibi savunmasız Müslümanlar her mekânda basit bir şekilde öldürülebilmektedir.

Bu saldırı, uzun zamandır Batı'da, Müslümanlara yönelen islamofobik, ırkçı politikaların zehrinin, dünyanın her yerine nasıl yayılmış olduğunu bir kez daha kanıtlar mahiyettedir.

Krize girmiş kimliğini Müslüman karşıtlığı üzerinden yeniden inşa etmeye çalışan Avrupa'nın, kendini nasıl bir ateşe sürüklediği ortadadır. Batı, içerisindeki bu aptalca ateşi kontrol edemediği taktirde, sen-ben değil, bütün dünya insanlık cehennemine düşecektir. 

Biz Yeni Zelanda'yı İngilizlerin köle-askeri olarak Çanakkale'ye getirildikleri zamandan bilmekteyiz. Şimdi ise buralar, Türklere/Müslümanlara düşmanlığın sahnelendiği bir yere dönüşmüştür anlaşılan.

"İslamophobia terimini bilerek 'İslâm korkusu' olarak çeviren herkes hâindir. Neyin korkusudur bu? Bu terim 'İslam düşmanlığı' demektir ve bilerek üretilmiştir."

Irak'ı işgal eden Amerika ve yandaşları, bu işgale direnen veya direnme potansiyeli olan her kim varsa tarih boyunca Batı'nın sömürülerine boyun eğmek istemeyen diğerleri gibi onları da tescilli terörist ilan etmiştir. Asya'dan Afrika'ya bütün bu işgaller, Batının henüz medeniyete erişememiş olarak gördüğü toplumlara sunduğu medeniyet projesinin güya meşru geçiş aşamalarıdır.

Bizler hâlâ Avrupa'ya kendimizi kabul ettirme şaşkınlığıyla malul, istikametsiz politikalarımızla oyalanıp dururken daha saldırıdan bir gün önce Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporu kabul ettiği oylama sırasında Birleşik Sol Grup tarafından verilen bir değişiklik önergesiyle, Avrupa Parlamentosunun "tarihi ve dini yapıt" şeklinde tanımlanan Ayasofya'nın görüntüsünün değiştirilip camiye dönüştürülmesine karşı olduğuna dair bir cümlenin de ziyade olarak eklenmiş olması ne anlama gelmektedir?

Yani bu karardan bir gün sonra Yeni Zelanda'daki saldırganların manifestosundaki Ayasofya vurgusu tamamen bir tesadüf müdür? Biz böyle tesadüflere inanacak kadar saf değiliz elbette. İslam düşmanları madem silahları üzerine: 1683 Viyana'yı veya 732 Endülüs'ü, 1189 Haçlı Seferi'ni kazımışlar; bizler, bugün şu birkaç tarihi daha zihinlerine iyice kazımaları tavsiyesinde bulunuyoruz:

624'teki Bedir'i, 627'deki Hendek'i, 628’deki Hayber’i, 711'deki Endülüs'ü, 1071'deki Malazgirt'i, 1176'daki Miryokefalon'u,1187'deki Kudüs'ü, 1364'teki Sırpsındığı'nı, 1389'daki Kosova'yı, 1396'daki Niğbolu'yu, 1444'teki Varna'yı, 1453'teki İstanbul'u, 1491'deki Pontus'u, 1522'deki Rodos'u, 1526'daki Mohaç'ı, 1529'daki Viyana'yı, 1538'deki Preveze'yi, 1571'deki Kıbrıs'ı, 1669'daki Girit'i, 1915'teki Çanakkale'yi, 1916'daki Kut'ül Amare'yi, 1921'deki Sakarya'yı, 1974'teki Kıbrıs'ı...

Bizler şunu iyice anlamak zorundayız. Yeni Zelanda'da bu örgütlü saldırıyı yapanlar, kendilerini bu katliama sebep teşkil ettiren tarihin Türk tarihi olduğunu iyi bilmektedirler. Siyasetinden, finansmanına, akademisinden, askeriyesine Batı'nın uzun zamandır çok yönlü mesai sarf ettiği bir alan olan islamofobi, bu tür katliamlarla sonuçlanacak çılgın bir projedir.

Kâfirlerin dünyanın neresinde bir Müslüman öldürseler biz Türklerden hesap sorduk diye sevinmeleri yeni bir şey değildir. Öyleyse dünyada kâfirle çatışmayı göze alan Müslümanlar, kâfirin gözünde Türk'ten başka bir şey olmadıklarını tarih vesilesiyle öğrenmek zorundadırlar!

Kendi olmak yani Türk olmaya çabalamak varken başkası yani Avrupalı/Amerikalı olmaya özenmekten bir an önce vazgeçip kâfirlere benzemekten içtinap edebilmeyi; yaşanan bu ve benzeri olaylardan gereken ibreti, tarih nazarıyla alabilmeyi Cenâbı Allah bizlere nasip eylesin.

Biz TAHİDER olarak, Yeni Zelanda'daki bu katliamda şehit olan kardeşlerimize Mevlâ'dan rahmet, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar dilemekteyiz.