Sağlam Kafa
Mekteplerde çocuklara bir zamanlar belletirlerdi: "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur." Diye. Ben hiç bir zaman anlamadım bu sözü. Sağlam kafa nasıl bir kafadır. Kolay kırılmayan, kalın bir kafa mı? Eğer öyleyse insanları kalın kafalılıkla suçlamak niye? Bu sözle ayaklar ve baş aynı sağlamlıkta olmalıdır mı denilmek isteniyor? İnsanın iyi düşünebilmesi için bütün uzuvlarının iyi çalışması, bedeninin sapasağlam olması mı gerekirmiş? Hiç de öyle değil. Ne kafanın sağlamlığı vücudun da sağlamlığını gerektiriyor. ne de vücutça sakat olanların sakat düşündükleri ileri sürülebilir. Deliler kas gücüne, sağlam bir metabolizmaya sahip olabilecekleri gibi, dahilerinde her uzuvlarında, sinir sistemlerinde bile bozukluklar olabilir. Hatta iyi düşünen, gelişmiş kafaların çoğu zaman beden yetenekleri bakımından pek gelişmemiş oldukları sık sık görülen durumlardandır.
"Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözü Hitler gençliğini hatırlatıyor insana. Nazi Almanyasının yetiştirdiği gençlik vücutça çok sağlamdı. Ama kafalarının ne kadar geliştiği su götürür. Irkçı görüş sağlam vücudun sağlam kafaya varacağınıpeşinen kabul etmiş olmalı ki, Hitler Almanyasında ideal Alman üretmek için insan haralarının kurulduğu söylenir. Kimbilir, belki de ruhun sağlamlığı, kafanın sağlığı ile bedenin sağlamlığı ters orantılıdır. Bakınız herkesin maddi refahla birlekte ruhta çöküşün hızlandığına dairfikirlere itiraz eden yok.Belki bedence çok sağlam olan insanlar kafaca ruhça daha umursamaz, daha vurdumduymaz oluyorlar. Bazen de sağlam kafa okuyan kafa dahi olsa kendisiyle sorunları oluyor. Bu yüzden onların vücutça sağlamlığı kafalarının sağlamlığını temin etmemiş oluyor. Tıpkı Sayın Mesut UZELLİ abimin son iki yazısına görüş bildiren üniversite okumuş, mürekkep yalamış ve şu anda da kendi dediğine göre yüksek lisansını tamamalamaya çalışan gencin kendisi kadar okumayanlar için düşündükleri gibi.
Sağlam vücutta olan insanlar her zaman sağlam kafaya sahip olamayabiliyorlar.Ama şimdilik bu sağlıksız kafa ve ruh durumlarıyla meselelerini çözebileceklerine inanıyorlar.Bu gün bir çok yönüyle ciddi bir hastalık geçiren bir çok üniversiteli genç hali hazırdaki bir takım inandığı değer yargılarından vazgeçmedikçe, mevcut değerlerini terketmedikçe kurtulamayacaktır. Gençler hayatlarını yeniden değerlendirip, dünya ya bakış tarzlarını değiştirdiklerinde göreceklerdir ki kafanın sağlamlığının teminatı vücudun sağlamlığında değildir.
#