Taraklı’yı Hiç Böyle Görmediniz
TARAKLIYI HİÇ BÖYLE GÖRMEDİNİZ. TARAKLININ 1889 YILINA AİT FOTOĞRAFI. MUHTEŞEM BİR FOTOĞRAF
Enes Dönmez aracılığı ile Gürhan Korkmaz kardeşimiz tarafından hazırlanan ” Bir Yerel Tarih Çalışması Olarak Taraklı ” Adlı tezinden, Taraklı’nın bilinen en eski fotoğrafı (Goltz Paşa tarafından 1889 yılında çekilen Taraklı fotoğrafı ) -Goltz Colmar Freiherr von der, Anatolische Ausfluge: Reisebilder, Berlin, 1896- Eser İSAM Kütüphanesinde mevcuttur.
Goltz Paşa Kimdir ?
Colmar von der Goltz (Tam adı: Wilhelm Leopold Colmar Freiherr von der Goltz; d. 12 Ağustos 1843; Preußisch Eylau, Doğu Prusya – ö. 19 Nisan 1916; Bağdat), Osmanlı ve Alman ordularından Mareşal rütbesi alan Prusyalı asker ve yazar.
Doğu Prusya’nın Bielkenfeld (şimdi Rusya’da Ivanovka, Kaliningrad) kentinde doğdu. Kutülamare Kuşatması sırasında tifüs’e yakalanarak Bağdat’ta vefat etmiştir.
Askeri Kariyeri
Von der Goltz, 1861 yılında Prusya Ordusuna katıldı. Subay olarak değişik birliklerde bulunduktan sonra, 1878-1883 arasında Berlin’deki askeri akademi’de hocalık yaptı. “Silahlanan Millet” adlı kitabını 1883 yılında bastırdı. Haziran 1883’te Binbaşı rütbesindeyken askeri müşavir olarak Osmanlı Ordusuna katıldı.
1878’de Osmanlı İmparatorluğu’nun hezimetiyle sonuçlanan 93 Harbinden sonra, Sultan II. Abdülhamit Rus Yayılmacılığı’na karşı[1] Osmanlı Ordusu’nun modernleşmesi gerektiğini anladı ve bu yayılmacılıktan etkilenen bir diğer ülke olan Almanya ile işbirliğine karar verdi. Baron Von der Goltz da bu vesileyle II. Abdülhamit döneminde başlayan Ordu’yu modernleştirme çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla bir Alman askeri heyetiyle İstanbul’a geldi. Von der Goltz, askeri okullarda köklü reformlar gerçekleştirip genç subayların yetiştirilmesi için önkoşulları oluşturdu. Ancak bununla birlikte von der Goltz, Türk generallerinin günümüze kadar dayanan, herkesten daha modern yöntemlerle eğitilmiş olma ve en yeni askeri teknolojileri takip etme bilincinin temel taşını oluşturdu. Mamafih, Prusya geleneğinin bir diğer temeli olan askerlerin sivil siyasete karışmama prensibini aşılamakta başarılı olamadığı Bâb-ı Âli Baskını ile ortaya çıktı.[2]
Ordunun von der Goltz tarafından yeniden yapılandırılmasıyla birlikte Osmanlılar, Krupp ve Mauser gibi Alman şirketlerine ilk kapsamlı silah siparişlerini verdiler. Von der Goltz, Almanya’nın ve Osmanlı Devleti’nin Doğu’daki nüfuzunu garantilemek için Bağdat tren yolunun inşa edilmesini de destekledi. Bu fikir, yeni pazarlar bulmak için tren yollarının yapılmasını destekleyen Alman ekonomisinin çıkarlarıyla da örtüşüyordu. 1888 yılında Sultan II. Abdülhamit, Bağdat tren hattı inşaası lisansını, Alman Bankası Deutsche Bank tarafından yönetilen bir Alman konsorsiyumuna verdi.
Osmanlı Ordusunun modern silahlar kullanmaya başlaması, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşında hemen semeresini gösterdi. Osmanlı Ordularının Atina’yı tekrar ele geçirmelerine, sonradan bolşevikler tarafından ailesiyle birlikte katledilecek olan son Rus Çarı II. Nikolay’ın Sultan II. Abdülhamit’e haber göndererek, eğer derhal ateş-kes sağlanmazsa Rus Ordularının Erzurum’a hücum edeceğini bildirmesi engel oldu.
1897 yılında Korgeneral rütbesiyle Almanya’ya geri dönen Goltz Paşa, 1908 yılında tekrar Osmanlı Ordusu’na döndü ve 1911 yılında Mareşal rütbesini alarak Osmanlı ordusunun Kurmay Başkan Yardımcılığına kadar yükseldi. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Ağustos 1914’te Almanya’ya döndü ve işgal edilen Belçika’nın askeri valiliğine tayin edildi. Sivil nüfusun direncinin kırılması görevinden memnun olmayan Goltz, isteği üzerine Kasım 1914’te Sultan V. Mehmet’in kurmay başkanı olarak İstanbul’a gönderildi.
I. Dünya Savaşı’nda
Mısır’daki İngiliz Ordusuna karşı Osmanlı ve Alman ordularının birlikte hücum etmesi fikrini Harbiye Nazırı Enver Paşa ve Osmanlı Orduları Komutanı Otto Liman von Sanders’e beğendiremeyen Goltz Paşa’ya Irak’taki 6. Ordu komutanlığı verildi.
Sir Charles Townshend’in komuta ettiği İngiliz Mezopotamya ordusunu 22 Kasım 1915’te Basra’nın kuzeyinde Tesiphon harabeleri yakınında durduran 6. Ordu, 8 Aralık’ta bu kuvvetleri Kut’ül Amere’de kuşatma altına aldı. Bu orduyu kurtarmak için gönderilen İngiliz birliklerini de püskürten Halil Kut Paşa komutasındaki Osmanlı 6. Ordusu, 143 gün süren kuşatma sonunda Britanya İmparatorluğu’nun Mezopotamya Ordusunu 29 Nisan 1916’da teslim aldı. Bu olay, İngiliz tarihçileri tarafından kendi tarihlerinin en büyük askeri hezimeti olarak değerlendirilmektedir.
Ölümü
Mareşal von der Goltz, planladığı zaferi göremeden, 19 Nisan 1916’da Bağdat’ta yakalandığı tifüs hastalığı nedeniyle oluşan yüksek ateş sonucu vefat etti. Görünüşe göre Türkler tarafından zehirlenmiş olduğunu söylentileri olmasına rağmen ölümünün resmi nedeni tifüs olarak kayıtlara geçmiştir.[3] Son vasiyeti, bir Türk ve bir Alman bayrağıyla İstanbul’un Tarabya semtinde bulunan Alman askeri mezarlığında defnedilmekti.[4] Tesadüf eseri, bir yıl sonra İngiliz General Frederick Stanley Maude, Bağdat’ta aynı evde ölmüştür.
Baron von der Goltz, bir diğer Prusyalı General olan Carl von Clausewitz’den sonra Dünya’da eserleri en çok okunan ve referans verilen askerdir.(alıntıdır)