SAKARYA'NIN İÇİNDEKİ TRABZON
Bu hafta yine mukayese yapacağımız yer Trabzon.
Bu kıyaslamayı, geçen hafta sağlıkta yaptık. Bu hafta derneklerde yapacağız. Çünkü, sivil toplum kuruluşları (STK) bireyler için toplumsal sorumluluk bilinci oluşturur. Ayrıca bir statü sembolüdür. Bir kültür platformudur. Çoğu gönüllülük esasına göre yapıldığından değerlidir. Bakalım nasılmış iki şehir arasındaki durum.
****
Trabzonda 4 binden fazla dernek varken, Sakarya'da bin yedi yüz civarında. Trabzondaki bu derneklerden 5 tanesi hemşeri derneği. Bunlar: Artvin, Ordu, Bayburt, Giresun, Gümüşhane.
Sakarya'da ise 40'a yakın hemşeri derneği var. Birkaçını yazalım:
Balkan, Malatya, Trabzon, Artvin, Giresun, Yozgat, Muş, Tokat, Rize, Erzurum, Elazığ, Çankırı, Kastamonu, Samsun, Bolu, Ağrı, Abhaz, Gaziantep, Çorum, Batum, Ordu... devamı daha çok. Ama içlerinden en fazla üyeye sahip olan Trabzonlular derneği. Üstelik bölgede de Karadeniz'liler büyük çoğunluk.
****
Trabzon'da dernekler arasında ilk sırada meslek ve dayanışma dernekleri var.
Sakarya'da ise ilk sırada dini hizmet alanındaki dernekler. Spor her iki ilde ikinci sırada.
Hemşeri dernekleri Trabzonda çok az iken
Sakarya'da ise neredeyse Trabzon'un 10 katı.
Türkiye genelinde her on kişiden biri dernek üyesiymiş. Ama Trabzon'da her 6 kişiden biri. Yani Trabzon STK işinin kuvvetini fark etmiş. Umuyorum Sakarya da fark eder .
****
Araştırma yapanlar diyorlar ki:
"Hemşeri dernekleri, bir kültür platformu oluşturur, misyonu etki alanı yaratmaktır, siyasi, sosyal mekanizmalar içinde yer almayı kolaylaştırır, dışa karşı kendi aralarında dayanışma yapmak zorundadır Yoksa üyenin ve yörenin hak ve menfaatlerini koruması mümkün değildir."
****
Konumuz Trabzonlular derneği ya...
Bu derneğin sadece Yüksek istişare kurulu üyelerine bir bakalım:
Ahmet Gürsoy, Yusuf Alemdar, Musa Genç, İbrahim Müftüoğlu, Necdet Başoğlu, Mehmet Akif Çakar, Mehmet İspiroğlu, Kamil Köse, İzzet Dönmez... ve devam ediyor. İsmini yer sebebiyle yazamadıklarım bağışlasın. Onlar da ismini yazdığım insanlar kadar saygın. Yukarıdaki isimlere bir bakın, "Tanımıyorum" diyecekler yok denecek kadar azdır. Ve bu şehirde değişik zeminlerde iz bırakan,bırakmaya da devam eden değerli kişilerdir.
İşte bu gibi kişiler Sakarya'lılık bilinci için sorumluluk altındalar. Bu bilinci oluşturmada çaba gösteriyoruz diyenler olabilir. Ama görülen o ki yapılanlar yetersiz. Veya benim görüşüm böyle.
Trabzon'lular bu işi Sakaryalı'dan daha iyi biliyorlar. Bölgede bulunan Karadenizliler
Ne zaman ki yaşadıkları Sakarya'ya, Trabzon kadar aidiyet duyarlar, Yeşil Siyah renkleri de bordo mavi kadar severlerse o vakit Sakaryalılık kök salabilir. Bu bilincin oluşmasına ayrıca tüm STK lar da destek vermelidir.
****
Hatta genel olarak yerel dil ile şöyle diyebiliriz:
Ne zaman ki burada yaşayan insanlar birbirlerine "ne milletsin" sorusunu sormaz olursa, Sakarya'lılık kökleri daha derine gider, bu bilincin tohumları ekilmiş olur.
****
Kimse köklerini asla unutmamalı. Bu bir gerçek. Her şehir bizim için özeldir, saygındır. Çünkü bu ülke hepimizin. Ama,orada doğmasak bile, yaşamaya devam ettiğimiz, Rızkımızı kazandığımız, çocuklarımızı yetiştirdiğimiz, Bundan sonraki zaman diliminde içinde olmaya devam edeceğimiz bir şehir aidiyet duygusunu hak etmez mi? Diğer taraftan, işi mikro milliyetçilik görünümüne götürmek de üzerinde bir o kadar tartışılması gereken husus olsa gerek.
****
Yakın nüfusa sahip iki şehire başka bir açıdan baktım. Gördüm ki; ikinci bir Trabzon'da Sakarya'nın içinde var. İki şehir arasındaki tam eşitlik ise, Pandemi sebebiyle kırmızı olmaları. 1 milyon nüfuslu bu şehirde Sakarya'lılık bilincini ise bize zaman gösterecek.