Güzellik Üzerine
Ülkemizin gündemi biliyorsunuz terör belası yüzünden oldukça yoğun. Yanan ocaklar, yetim kalan çocuklar ve dul kalan eşlerin feryatları, televizyonlardan her gün her duyarlı ailenin evinde, matem havası yaşatmaktadır. Ben de bir insan olarak çok etkilenmekteyim. Ruh sağlığım bozulacak diye korkuyorum.
Ama, diğer yandan, güçlü olmamız gerektiğini, hainlere ağlayan yüzümüzü asla göstermemiz gerektiğini de biliyorum. Dişlerimi sıkıyorum, öyle çok şeyler var ki söylenecek, yazarken suç işlemekten korkuyorum. Biliyorsunuz bu ülkede şehide, bayrağa ve milli değerlere sahip çıkmak suç oluveriyor...!
Tevizyonda şu eski generalleri izliyorum da, tam bir tiyatro, yazık beyler siz artık gidin Bodrumda emekliliğin tadını çıkarın. Bırakın da, bu işi şu an görevdeki komutanlar yapsın. Maşallah bütün haritalar da ki, stratejik noktalar ifşa ediliyor, o kadar biliyordun da neden bu dediklerini yapmadın...diye sorası geliyor insanın.
Neyse... daha fazla sizleri sıkmadan yazımın başlığını oluşturan güzellik üzerine sohbet etmek istiyorum.
Şehirlerdeki çiçekçi dükkanlarını dolduran rengarenk çiçekleri gördükçe içim burkulur. Hepsinde Yaradan'ın kudret damgasının güzelliğini görürüm.
Görürüm amma, bir de çiçekler de bir gariplik, bir yalnızlık sezerim. Ha gurbetteki çaresiz insan, ha kafesteki zavallı kuş, ha akvaryumdaki yavru balık, ha da , hapishanedeki masum gelin. Ne fark var bunlar arasında. Hangisi ait olduğu yerde bulunuyor. Hiç birisinde renk, şekil, biçim çirkinliği yoktur.
Bu güzel varlıkların çirkin yerlerde tutulması çirkindir.
Belki de bunlar küçük meseleler diyeceksiniz. Büyük meseleleriniz nereden başlar acaba. İnsanı en büyük varlık yapan hususiyetler boyunun uzunluğumu, bedeninin ağırlığımı? İnsan olmak küçük mesele değildir.
Sizlerde bilirsiniz bizim dağlar da, bir menekşe türü var. Susuz topraksız, sarp kayaların yarıklarında biter. Çok hoş kokar adeta insanın içini ferahlatır. Güneş gören yerlerde mavi, güneş görmeyen yerlerde açık eflatun rengindedir. Tohumu toprağa dökülür bitmez. Kökünü saksıya alırsınız tutmaz.
İnsanlara kafa tutan bu menekşeyi çok severim. Ne var ki diğerleri onun gibi olamıyorlar.
Güzelliğe sahip olamamak ne acı....
Evet sevgili dostlar, 28 Ekim Pazar günü, ilk erkek evladımın düğün cemiyeti nedeniyle bizleri yalnız bırakmayan Taraklı'lı hemşerilerime, uzakları yakın eden sevgili can dostlarıma ve Taraklıajans ile Çınarses Müzik organizasyonuna sonsuz teşekkürlerimi borç bilirim.
Bütün güzellikler sizlerin olması dileğiyle.....