İnternet
İnternetin olmadığı yıllarda, lise edebiyat dersinde münazara konusu, “teknoloji bir toplum için yapıcı mı dır, yoksa yıkıcı mı dır ? “ “Teknoloji yapıcıdır” tarafını savunan taraf kazanırdı hep, çünkü onların görüşlerini haklı çıkaracak çok malzeme vardı ellerinde. Ancak, o yıllarda internet denilen bir teknoloji canavarı yoktu. Ülkemizde internet kullanıcılarının sayısı, bilgisayar satışlarına paralel olarak sürekli artmaktadır.12 milyon kişinin çoğu, internette eğleniyor. Her sokakta, birden fazla internet kafe açmak, yeni iş kolu olmuştur. Bilgi toplumu olma yolunda, iletişim çağında, bunun neresi kötü diyebilirsiniz. Ancak gelin görün ki, ülkemizde internet, bilgiye erişmekten çok, oyun makinesi olarak kullanılıyor. Çocuklarımızın, internete olan ilgilerinden üzüntü duymalıyız. Çocuğum ödev yapsın, elimin altında olsun diye, satın aldığımız bilgisayarlara teslim ettiğimiz ilköğretim çağındaki çocuklarımıza, kendi irademizle zarar veriyoruz, farkında değiliz. Çünkü onlar, gözleri kan çanağı oluncaya kadar, internette çerleşiyor. Birbirlerini de tanımaları da gerekmiyor. Pornografik filmleri, rahatlıkla seyredebiliyor.
Sanal ortamda savaş oyunları ile turnuvalar düzenleyip birbirlerini hunharca öldürüyorlar. Çocuklar, çocukluğunu yaşamadan internetle tanışıyor ,spor, müzik, resim yapmak, onlara zor geliyor artık.Çocuk oyunu oynatan tiyatrolarda koltuklar,parklarda salıncaklar çocuksuz, bomboş. İnternetle çok erken yaşlarda tanıştırdığımız çocuklarımızda oluşan kişilik bozukluklarını, biz ebeveynler rahatlıkla görebiliriz. Bilmedikleri hiçbir şey yok, yaşından büyük davranışlar gösteriyorlar. Çünkü tek tuşla, ulaşılan gereksiz ve faydasız bilgilerle donatılan o taptaze beyinler, yetişkinler gibi davranıyor, çocuğumuzu tanıyamıyoruz. Okulu sevmiyorlar, öğretmenleri kendi akranı gibi görüp, davranıyorlar. Kendi yaşıtları ile arkadaşlık yapmayı istemiyor, onlara itaat etmiyor, lider konumda kalmak istiyorlar. Okul arkadaşları ile akran olmayı kabul etmiyorlar. TV deki yetişkin dizileri seyrediyorlar. Annesi kendi çocuğunu süper, normal bir çocuk sandığı için, diğer çocukları aptal bulabiliyor.
Teknoloji iyi kullanılırsa, çok yararlı .Ancak çok fazla internet ortamında bulunan çocukların, bir süre sonra hayat ile bağları kesiliyor,hiçbir şeyden zevk almıyorlar,dengeli beslenemiyorlar, asosyal oluyorlar.TV nin bazı programlarının zararını, hepimiz biliyoruz.Fakat internet, ondan daha zararlı..Çünkü TVde ne çıkarsa onu seyrederiz, internette ise, ne ararsak onu buluruz. Hatta aramadığımız şeyleri de buluruz.
Odasındaki TV ve internet, çocuklarımızın baş düşmanıdır, bunu kabul etmeliyiz. En değerli varlıklarımızı, teknolojiden mahrum etmeden, devletten ve internet sitelerinden medet beklemeden, internetin zararlarından korumalıyız. Odasındaki bilgisayarı, salona mı getirirsiz, kullanıma sınırlamamı getirirsiniz, her ne yapacaksanız yapın, çocuğunuzu internete esir vermeyin.
Biz çocukken, büyüklerimiz ile böyle konuşmazdık..Televizyonda çocuk oyunu seyretmekten, parkta oynamaktan zevk alırdık.İnternet canavarı her şeyi bilen,patates cipsiyle beslenen gürbüz çocuklar yetiştirirken, bayram sabahı büyüklerin elini öpmeyi düşünmeyen çocukları yetiştirmede, aciz kalıyor. İşin kötü tarafı, bunu saygısızlık olarak düşünmeyenlerin, bizim çocuklarımız olduğudur.