İyi Zaman Öldürmeler Diliyorum
ZAMAN
Zaman… Gerçekten var mı böyle bir şey? Ne tutulabiliyor, ne görülebiliyor. Hem kime göre var olan bir olgu? Biz mi onun içindeyiz, o mu bizim içimizde.
Hani son zamanlar özellikle eşantiyon olarak verilen dev duvar saatleri var ya duvarlarda, hani bildiğimiz saniye kadranı tik-tak tik-tak bir durup bir gidenlerden kesinlikle değil. Evet, işte o saatler, hiç durmuyor saniye kadranı ta ki pili bitene dek.
Bir yıl 365 gün 6 saattir, 4 yılda bir Şubatın sonuna ekleyiverdiğimiz gün ile birlikte 336 gün 6 saat olur.
Bir yıl 12 ay o da eşittir 52 hafta, hafta 7 gün, ay 30 gün. 5-6 gün yani neredeyse bir hafta çalınmış bir yılın içinden. 1 yıl = 8766 Saat = 525 bin 960 dakika = 31 milyon 557 bin 600 saniye..
Yıl ne? Dünya’nın Güneş’in etrafında bir kere dönmesiydi değil mi, yok yok, Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesini bir tur tamamlaması mıydı? Sanırım 2.si Dünya hiçbir zaman olduğu noktaya geri dönmüyor. Güneş de durduğu yerde durmuyor zaten. Her ne kadar durduğumuz yerde dursak da Dünya üzerinde bir yerde, aslında uzayda tüm galaksinin nereye gittiği asla bilinmiyor diğer bir başka galaksilerle birlikte evrenin içinde esir maddesinin içinde yüzerek.
Uzaydaki konumumuz değişmekle birlikte hayatımızdaki her şey değişiyor. Teker teker birkaç tanesini sıralamayacağım. En basiti yaşlanıyoruz, biraz daha derimiz ölüyor, kalbimiz biraz daha yoruluyor.
Bir insanın doğup büyüyüp öldüğü süreç insanın içindeki zaman, bunun dışındakiler de zamanın içindeki insan.
Aslında zaman sadece, tanımlarımızdan biri olan saniye biriminin milyarda, hatta katrilyonda biri bir süreç olan “an”dan ibaret değil mi? Bir ömrün geçmesiyle bir anın geçme hızı aynı değil mi?
Allah’ın sonsuzluğundan insana verdiği zerre olamayacak trilyon yılların içinde biz bir “an” değil miyiz? Bir an bizim içimizde koskoca(!) bir ömür değil mi?
İşin önemi içindeki zamanla dışındaki zamanla bağlayabilme yeteneği. Arkanızda bir şey bırakın ki kefeninizin cebinde bir şeyler kalsın. Zaten olanları da alıp gitmeye kalkışmayın, cebiniz delik gidersiniz.
Nereden biliyoruz ki, Çakır Abdullah’tan Mehmet Can’a sonra da Cemal Çetin’e geçen Ölüm Defteri’ndeki bir sonraki isim bizim ismimizin olmayacağını…
Dip notum olsun bu da: Deniz Kaplumbağaları 400 – 500 yıl yaşarlar, Kargalar 100 yıl, Karaçam 4 bin yıl vs vs. İnsanın ortalama ömrü 60 – 70 yıl.
İyi “zaman öldürmeler” diliyorum.