Beyaz Sigorta

M. Ali ÇINAR

“Kar Çiftçinin Yorganıdır”. Atalarımız böyle söylemiş bizde öyle inanıyoruz. Kimilerine göre beyaz kâbus, kimilerine göre de beyaz sigorta. Çiftçilerimiz için yorgan denilen bu beyaz sigorta, kimileri için de korkulu beyaz kâbus. Kış mevsiminde ortaya çıkan bu beyaz örtü adından her yerde söz ettirir ve kendini açıkça gösterir. Doğanın korunamadığı yerlerde intikam alırcasına tehlike saçar. Yolların kapanmasından tutun da, can alan çığ tehlikesine kadar değişik şekillerde kendine ortam sağlayan her yerde duruma göre hareket eder. Aslında insanoğlu her zaman yaptığının karşılığını görüyor. Bugün ağaçların kesilmesine duyarsız kalanlar, yarın torunlarını çığ altında kalmasına zemin hazırlayanlardır. Ben burada beyaz sigortadan söz etmek istiyorum. Bu öyle bir sigorta ki, benim yaşadığım yerde hiçbir problemi olmayan, “Çığ tehlikesi mi? O da ne?” diyecek kadar güvenli olan ve bu güne kadar hiç yaşanmayan ve bunun sigortası da çevremizde ki dağların üzeri ağaçlarla kaplı olmasındandır. Şimdi gelelim beyaz sigortaya, bembeyaz bir örtü olarak toprağımızı örten, ormanlarımızı koruyan sigortaya… Neden mi? Çünkü yangınlardan yan bakanlardan, evet evet tekrar etmek istiyorum, yangınlardan ve yan bakanlardan tek koruyan işte bu beyaz sigortadır. Bu dönemde ormanlarımızda bulunan hiçbir ağaç çeşidi kesilme ve yakılma korkusu yaşamaz. Onlar için çok mutlu bir ortamın olduğunu düşünüyorum bu dönemin. Sadece içinde yaşayan bazı canlılar için tehlike her zaman olduğu gibi bu dönem de devam eder. O da avcıların bu dönemde avlarını daha kolay avlamalarıdır. Beyaz sigorta işte bu dönemde ormanları korurken, içinde yaşayan canlıları da deşifre eder. Bu yazıyı sizlerle paylaşma amacım daha çok ağaç sevgisindendir. Ağaçların yangından ve kesimden en çok korunduğu dönem olarak bu dönemi çok seviyorum. Keşke benim ülkemde ormanlarımızın bulunduğu bölgeler dört mevsim dört metre karla kaplı olsa, kar üzerlerinden hiç eksik olmasa... Dedim ya, yan bakandan can yakandan yangından ve talandan onları en iyi muhafaza eden bu beyaz örtüdür. İçim o kadar rahat oluyor ki, sanki evimdeki çocuklarımın üşümemesi için üzerlerine itina ile örtmüş olduğum yorganın sıcaklığını hissettiriyor bana. Benim gibi düşünen, binlerce insanın olduğunu da biliyorum. Yanan ormanları gördükçe içi yanan milyonların olduğunu da biliyorum. Aynı zamanda büyük bir iştahla izleyenlerin var olduğunu da… Doğal zenginliğimiz olan bu doğal ormanlarımızı kendi çıkarları için beleş bir gelir olarak telakki eden gözü dönmüş acımasız bir zihniyetin değişik yöntemlerle planlar kurarak ağaç kesimi için yaptıkları hileler sağduyulu insanlar tarafından biliniyor, seziliyor ancak engel olunamıyor. İşte tek çare olarak gördüğümüz bu “beyaz sigorta”yı seviyoruz. Kısa dönemde olsa yakmaktan ve yıkmaktan hoşlananların önünü kestiği için mutluyuz. Aslında esas sigortamız ormanlarımız, ancak kendi ellerimizle bilinçsiz bir şekilde yakıp yıktığımız o güzelim oksijen üreten, bizlere çığ korkusu yaşatmayan, erozyondan koruyan sayamadığım binlerce faydası olan bu nimete maalesef sahip çıkamıyoruz. Oturduğumuz dalı kesiyoruz beyler. Ve hep beraber bunun arkasından gelebilecek tehlikeleri göz ardı ederek hiçbir tedbir alamayacağımızı da düşünemiyoruz. “Sebeplere sığınmak Allah’a güvenmeye mani değildir. Çünkü sebepleri de o yarattı.” diyen İmam Gazali (r.h.) Ne güzel söylemiş. Değerli dostlar, ne olur hoşlanmadığımız hiçbir olaya karşı seyirci olarak kalmayalım. Elimizden gelebilecek her şeyi yapalım. Birlik olalım. Yılmayalım. Korkamayalım. Hepimiz geleceğimiz olan yavrularımız için çalışıyoruz. Bana ne sana ne gibi işe yaramaz bir iki cümleyi rehber edinmeyelim. Birlikten kuvvet, dirlikten hikmet doğar.  

Değerli dostlar, sizleri bir anlık düşünmeye davet ediyorum. Çevremizdeki dağların ağaçsız olduğunu hayal etmenizi istiyorum. Ve böyle bir bölgede yaşamanın getirebileceği riskleri düşünmenizi… Etrafımızı saran dikili dağların üstünde oluşturabileceği çığlar bu güzelim vadide yaşayan insanların başına ne tehlikeler açabileceğini, nice ocakların ansızın sönebileceğini kısa da olsa aklınıza getirmenizi istirham ediyorum. Vadilerden geçen yollarımızın acaba kaçı açık olabilecekti? Bu şirin ilçemiz çıplak kalan dağların arasında kavrulmayacak mıydı? Erozyondan kendini nasıl koruyacaktı? Bütün bu olumsuzlukların yaşanmaması için hepimize düşen çok önemli görevler var. Beyaz sigorta dört mevsimden biri, üç mevsimde biz olalım istiyorum. Ve ben inanıyorum ki, biz bunların üstesinden gelecek kadar güce sahibiz. Yeter ki, birazcık duyarlı olalım, ya da duyarlı olanların yanında yer alalım.

Hepinizi muhabbetle selamlıyorum.