Hayırlı Geceler Hatcapla!
Sizlerle Bu yazımda Taraklı’da Yaşanmış İki Ayrı Hikayeyi Paylaşacağım…
Efendim, birinci hikayemiz…
Taraklı ilçesine bağlı köylerden birinde çok enteresan bir olay yaşanmış.
Nedir bu olay derseniz? Kısaca Anlatayım
Eskiden köylerimizde zengin aileler olurmuş. Bunların mal varlığı çok olduğu için komşu köylerde fakir olan ailelerin çocuklarından “beka” (çoban) tutulurmuş. Köyün birinde zengin ailelerden biri kendilerine günlük işlerde yardımcı olabilecek “beka” getirmiş. Bu delikanlı çalışkanlığı ile öyle faydalı olmuş ki zaman zaman köylünün bile işine yaramış. Köyde ki vatandaşlar bu delikanlıyı çok sevmişler ve onu köyden evermek istemişler. Delikanlı’da köylünün bu teklifini kabul etmiş. Ancak eski adetlerde evlenecek olanlar evleneceği kişiyi görmeden evlenirmiş. Bizim delikanlıya söylenen sözler evleneceği kadının dul olduğu ve variyetli bir insan olduğu anlatılmış. Tabii o zamanlar nikâhlar kıyılırken eşler yine birbirini göremezmiş. Aracı olanlar vekâlet alıp nikâhlarını kıyarlarmış. Buda aynı şekilde olmuş. "Güvey" gecesi kadınların toplandığı bir salona damat getirilmiş. Bir köşeye oturtulmuş. Hikâyenin geri kısmını damadın ağzından dinleyelim.
“Bulunduğum evde elli ye yakın bayan vardı. Üzerinde gelinlik kıyafeti olmayınca kimin karım olacağını anlayamamıştım. Oturduğum yerden durumu izlemeye başladım. Kadınlar kendi aralarında konuşuyorlardı. Bende bu arada eşim acaba hangisi diye merak ediyordum. Vakit ilerledikçe bazı bayanlar “Hatcapla (Hatice Abla) hayırlı geceler deyip ayrılıyordu. Kalanların sayısı gittikçe azalıyordu. Sayı on’a kadar düşmüştü. Halâ evleneceğim kadını bilmiyordum. İçlerinden hoşuma giden bayanlar olmuştu.” Ancak Hayırlı Geceler Hatcapla” diyen gidiyordu. Kadınların sayısı en son ikiye düşmüştü. İçimden dedim ki “inşallah sona şu kadın kalmaz” diye düşündüm. Son bayanında ayrılma zamanı gelmişti. İkisi birden ayağa kalktılar. Ve korktuğum başıma geldi. “Hatcapla hayırlı geceler” deyip ayrılan bayan son umudumdu. İşte dünyamın yıkıldığı an. Oda ayrıldı.
Bana düşen vazife evi terk etmekti. Bende onu yaptım ve dedim ki... “Hayırlı Geceler Hatcapla”…
*** *** ***
Efendim ikinci yaşanmış Hikâye şöyle,
Köylerde elektriğin olmadığı dönemde gece karanlıktan korkan vatandaşın biri her zaman olduğu gibi yine sabah namazını köy caminde kılmak ister. Yola koyulur. Camide namazını kılmasının ardından camiiden çıkıp evine dönerken yolda arkadan bir hışırtı sesi duyar. Endişelenen vatandaş hızlandıkça hızlanır Hiç arkasına bakmadan evine doğru ilerlemeye başlar. Eve yaklaştığında koşar adımlarla avlu kapısını açarak hızlı şekilde içeri girer ve kapıyı kapatır. Ortalık yine karanlık. Merdivenin yolunu bildiği için bir an önce üst kata çıkmak ister. Ne var ki bu arada biri belinden yapışır. Eyvah korktuğum başıma geldi diyen adam “Oğlum Molla Abdullah yetiş” diye bağırır. Evdekiler gaz lambasını kapıp çoluk çocuk alt kata yardım için koşarlar. Birde bakarlar ki ne görsünler “Beni kurtarın” diye feryat eden babalarının belindeki uzun kuşak çözülmüş bir ucu avlu kapısına sıkışmış bir ucu da belinde.
Selam ve saygılar efendim... Hoşça Kalın...