Yorum Ekle
Yorumlar
Kadir DEMİR
21.02.2008 / 17:44:21
Hamur güzel yoğrulunca ekmeği de güzel olurmuş.Siz de taa ötelerden yakın tarihe kadar yoğura yoğura gelip ekmek yapmışsınız.İnanın misssssss gibi kokuyor. Klavyenize sağlık,daha iyi anlatılamazdı,teşekkür ederim.
İzzettin KÖMÜRCÜ
24.02.2008 / 21:50:28
EZGİ NALBANT VE ÇETİN BAĞATIR'A BU GÜZEL ŞİİİR İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER...MÜŞTEREK ÇALIŞMALARINIZIN DEVAMINI BEKLERİZ...EZGİ HANIMA DA BİR KÖŞE TAHSİZ EDEBİLİRİZ....SELAMLARIMLA
Ali ASİLHAN
27.02.2008 / 08:13:54
Sevgili Çetinkaya memleketimizin tarihi havasıyla suyuyla ve çoğrafyasıyla bir seyhat yaptırdın teşekkürler ve saygılar.
şemsi
29.07.2008 / 00:49:09
Bu şiir için... Bu şiiri yazdıran vaktin doruğuna varmak için sadece bu diyarda yaşamak yetmez...
şemsi
29.07.2008 / 00:57:09
Şiir yükseliştir... Şairler bir yerlede dolaşırlar; kimse bilmez. Ne mekan bildik bir mekan ne de zaman bildik bir zamandır. Ötelerden haber getirir. Ve...
Bir nehir akıtır şair un ufak olmuş çorak topraklara..b
şemsi
29.07.2008 / 01:22:52
Tarih nedir ki bir şaire... Bin yıl bir hecede dökülür dudaklarından onun. Pers imparatorluğu Büyük iskenderin avuçlarında, İskender şairin terli avuçlarında... Aristo kimin hocası? Poetika...
bagbanx@mynet.com
29.07.2008 / 01:40:00
Tuva... Musa'nın vadisi... Ya şairin? Şairin vadisi Golan tepelerinden akıp da bir zeytin dalına tutunabilir mi? Kefenini külleyen kimdir, hadi Ak şems ed-din ol sun.
şemsi
29.07.2008 / 02:07:04
Ve İSMET ÖZEL:
Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?
Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?
-Yaşama!
-Ya bileydim?
Yazar: Mıydım
Hiç: Şiir.
ERBAİN
şemsi
29.07.2008 / 18:42:44
Şiir üzerine konuşmak, iyi yazılmış bir şiirin altında ne kadar sırıtırsa yazdıklarım da öyle
sırıtıyor.Ama politik yazıların altına yazamazdım bunları, buraya münasipti. Şimdi devam ediyorum.
-SORU-
Sokakların arasından şiir akar mı?
- Su akar, çamur akar, çocuklar ve yaşlılar akar, jandarma -polis akar, kan akar, adımlar akar, omuzlarda ölüler akar, tarih akar da... Şiir akmaz mı?
Sokak anlam kaybetmezse şiir yazılır.
O zaman şair şöyle bir mısra terennüm edebilir: "Karabetim olmuş bu sokak"
-SORU-
Deliler şair midir ki sokakları arşınlamakla meşguldürler?
- Deliler delirmek haklarını kullanacak kadar asildir. Adımları da soyludur, riyadan uzak, cezb halinde.. Paraya değil şiire doğru bir yürüyüşün cesur neferleridirler.. Yaşamlarını şiirleştirmişlerdir de deli olmuşlardır.
VE BİR ŞİİR:
Ehl-i irfanım deyu kimseyi tan eyleme sen
Defter ü divane sığmaz söz gelir divaneden.(akıllıyım diye herkesi hor görme, deli dediğinden bir söz gelir onu yazamazsın bile
şemsi
30.07.2008 / 02:53:42
“Pencerene bak bir yaralı kırlangıç var/ Yüreğine al onu alev gözlü yar”… Şimdi şair bu mısrada kırlangıç derken bir kuş cinsini, yara dediğinde ise cerh edilmiş bir şeyi mi kasteder? Tabi ki değil. Kırlangıç bir insana, yara onda açığa çıkmış derde, acıya, kedere karşılık gelebilir. Ki okuyucu çok farklı da yorumlayabilir. Taraklı adına bir şiir var elimizde. Güzel bir şiir; fakat bu şiir burada, Taraklı’da yaşamayan biri için ne ifade eder... Bence hiçbir şey ifade etmez. Yanlış anlaşılmasın şiir güzel; ama söylemek istediğim, bu şiirde sözcükler hiçbir şeyi ardı sıra gizlememiş. Tasvirler, tasvirler, tasvirler… Tarihi şahsiyetleriyle bir Osmanlı ve Evliyaullah övgüsü. Ve Büyük Gazi ile şiirin sonu… Bir sır perdesini aralama merakı sunmaz bize. Taraklı mı anlatılacak bir şiirde anlatılsın, ama bildiğim manzaraları tekrarlamasın. Bilmesem bile gelip oraya görülmesi gerekenleri görürüm olur biter. Hem şiirden daha da canlı olur. Peki şiire ne hacet o zaman….. İşte şiir şimdi başlamalı
şemsi
30.07.2008 / 03:20:35
******BİRAZ FELSEFE**** senin ordaki insanlar, dedi kucuk prens, bir bahcenin icinde binlerce gul yetistiriyorlar ama yine de aradiklarini bulamiyorlar.
-dogru, bulamiyorlar dedim.
-aslinda aradiklari tek bir gulde, ya da bir damla suda bulunabilir.
-evet, haklisin dedim.
-ama kordur gozler. insan ancak yuregiyle baktigi zaman gercekleri gorebilir...
"bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. ve geceleri gökyüzüne bakarsın. herşeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana.. belki böylesi daha iyi. yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin.."antoine de saint exupery
şemsi
30.07.2008 / 21:53:34
""Geyve, Kazkıran geçidi, Aksu deresi
Afganistan seferine gidiyordu Büyük İskender’in kafilesi
Ben de geçtim buradan seyre dalarak yeşil yamaçları
Sanki arza mukaddes birer merdivendi ağaçları
Musanın asası değmiş olmalı bu çam deryasına,
Bir yol açmış ki, beşer cennet sanar girse rüyasına.
Göğü yerden kıskanır da ufku öper çatal dağı,
Sinesinde uyutur servi boylu zümrüt gözlü sarıkızı"" Yukarıdaki bölüm kendini her şekilde ispatlıyor: Afganistan, İskender, Musa, asa; her biri enfes telmihlerle bir araya getirilmiş. Sadece bir araya getirilmekle kalmayıp bir müzikalite verilmiş şiire. Devamı nasıl olur bu şiirin merakıyla okuyoruz. Sonrası tarihi şahsiyetlerin, vaka'ların, menkıbelerin içerisine tutturulmuşçasına şiir formundan uzaklaşmış. Taraklıyı tarihi bir süreç içerisinde değerlendirme kaygısı güdülmüş şüphesiz. Evet,bir tarih kronolojisi sunulmuş belki; ama mükemmel bir şiir olma fırsatını da bir kenara itmiş...
şemsi
30.07.2008 / 22:08:57
. “Eski İpek yolunun adı oluvermiş Ankara Caddesi “ bu şiirin başındaki estetiğe hiç uygun düşmüş mü? Bir de ilk mısralara bakalım:
“Sanki arza mukaddes birer merdivendi ağaçları” "Sinesinde uyutur servi boylu zümrüt gözlü sarıkızı” aradaki fark basit bir okuyucu tarafından bile rahatlıkla fark edilebilir. Ahmet Haşim'i anmadan geçmeyelim. "anlam için şiiri deşmek bülbülü eti için avlamaya benzer."
şemsi
30.07.2008 / 22:12:28
bir şiirle bitirelim ""Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana Yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım Ya Rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
İSMET ÖZEL
editöre teşekkürler...