Yandım Anam Türküsü
Enes ÇINAR
Yayın:
Güncelleme:
Genelde söyleyip dururuz bu türküyü. Bağıra bağıra söyleriz de kimse duymaz sesimizi ne yazık(!). Kendimiz de duyamıyoruz bir türkü, kulaklarımız paslanmış iyice. "Özgürlük" diye bağırıp dururken, özgürlüğün açlık sınırı ya da yoksulluk sınırı altında yaşarken olmayacağını da bilemeyiz bir türlü.
Yalancının mumu artık sönmez oldu, bilişim çağının getirileriyle, elektrikle, falanla ve filanla. Götürüleri de oldu hortumla, krediyle, yüksek faizle. Üstelik bu hortumlar yenilenmekte kertenkele kuyruğu gibi her bir beş senede davaların düşüp düşüp gitmesiyle. Orta Direk de devrildi üstümüze, üstekiler alttakileri sürekli ezmekte. Üstekilerin saysısı azar azar artarken, alttakilerin sayısı inanılmaz bir hızla büyüyüp gitmekte.
"Yandım anam" türküsü daima dillerde, patlak senetler, karşılıksız çekler, korkunç rakamlı birkaç sayfalık ekstreler, cilt cilt vazgeçilmiş veresiyeler... Sonu nereye gider? Ben korkuyorum şahsen.
Kara delikler yeryüzünde bir kriz artık. Dünyanın bilmem neresindeki olay dengeleri altüst ederken, ihracatımızda büyük artış, ithalatın yanında solda sıfırmış. Trilyon dolarlarla ifade edilen yer altı kaynaklarımız varmış da haberimiz yokmuş. Bu yüzden galiba ceplerimiz boşmuş.
Üniversitelerimizin sadece 7 tanesi dünyada ilk 1000'e girebilmiş; hala üretmeye yönelik bilgi yerine tüketime yönelik ezber bilgiden mi kaynaklanıyor acaba? Yoksa hâlâ üzerinde tartışılan ama aslında olmayan şeyler üzerine fazla gidilmesinden mi?
Birileri alicengiz oyunu oynuyor, birileri ilizyon yapıyor, birileri hortumluyor, birileri de hâlâ aynı "yandım anam" türküsünü söylüyor.
Sonu nereye gider? Ben korkuyorum şahsen.
#