SEDAŞ, Sakarya Nehri ve Haberciler
Su ve elektrik yaşamımızın vazgeçilmez kaynakları.
En küçük bir elektrik veya su kesintisi, hepimizi rahatsız eder, hemen hayıflanmaya başlarız!
Ben artık hayıflanmıyorum. Çünkü biliyorum ki arıza ekipleri hayatlarını hiçe sayarak hizmet vermeye çalışıyor.
İlimizde zaman zaman elektrik kesintilerini yaşanır.
30 metre yüksekte enerji kesintisini gidermek ve kenti aydınlatmak için uğraşan ekiplerin gösterdiği cesareti hiç birimiz bilmeyiz. Sadece elektrik niye gelmedi diye söylenmesini iyi biliriz.
Hiç birimizin aklına, onların arızayı gidermek için gösterdiği çaba gelmez; arızaları nasıl giderdiklerini düşünmeyiz.
Bundan 3-4 sene önce, SEDAŞ ekiplerinin nasıl çalıştığı, arızayı nasıl giderdikleri de benim hiç aklıma gelmezdi. Ancak bu meslekte her şeyi, iyisiyle kötüsüyle yaşayarak görmek fırsatınız oluyor.
Karlı bir havada SEDAŞ arıza ekiplerinin Sakarya Nehri’nin ortasında yaptığı çalışmayı takip etmeye gitmiştim.
O günü hiç unutamam... Havanın karlı ve yerlerin buzlu olması nedeniyle, nehrin kenarında yürümekte büyük zorluk çektim. Bir an önce görevimi bitirip gazeteye dönmek için dua ettim. Çünkü nehir kenarında ayağım kaysaydı, doğrudan nehre yuvarlanabilirdim. İşte o güne kadar SEDAŞ arıza ekiplerinin hangi zor şartlarda çalıştıklarını bilmiyordum. Orada bunu yaşayarak gördüm.
Ekipler ellerindeki metal merdiveni kullanarak Sakarya Nehri kenarından, arıza oluşan küçük bir adaya ulaştılar.
Ben her ne kadar nehrin üzerinden metal bir merdivenle geçmeye cesaret edemesem de bazı meslektaşlarım SEDAŞ ekipleriyle birlikte bu riski göze alarak adaya geçmeyi başardı.
İnsan küçük bir dikkatsizlik yüzünden kendini nehrin soğuk sularında bulabilirdi. SEDAŞ’ın arıza ekiplerinin çalışmalarını nehir kenarından büyük bir kaygıyla izledim…
O metal merdivenle nehir üzerinden büyük bir cesaretle geçtiklerini hiç unutamam. Geçen gün yaşadığımız elektrik kesintisi de bana bu günü hatırlattı.
SEDAŞ İl Müdürlüğü’nün tüm çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır.
CESARET: İnsan, tehlikeyle karşılaşmadan cesur olup olmadığını anlayamaz. (LA ROCHEFOUCAULD)