Bu köy halkı “Toz” Yutmaz

İnci ÖKTEN

Birileri nedense hiç boş durmayı sevmiyor. Özellikle ilimize takmış durumdalar. Nerde yararsız işler ya da fabrikalar varsa Sakarya sınırları içersinde yapılmak isteniyor.
Nasılsa Sakaryalılar ses çıkarmaz diye düşünüyorlar. Bunun örneklerini çok gördük. Bundan bir sene önce İkizce-Osmaniye arasına Çimento Fabrikası kurulması planlanıyordu. Bunun bir şekilde önüne geçildi. Daha sonra Yenikent yolu üzerinde kurulması için girişimde bulunuldu. Neyse ki, sivil toplum kuruluşlarının duyarlılığı ile bundan da vazgeçildi.
Şimdi Karasu’nun Karapınar köyünde,Taş Kırma Ocağı açılması için çalışma başlatıldı.Bu bölgede daha önce de böyle bir çalışma başlatılmıştı. Ancak verilen tepki nedeni ile durduruldu. Geçen gün Karapınar köyü Muhtarı Zait Öztürk, bana yine telefonla ulaşarak, durumu anlattı.

Karapınar köyü sınırlarında bulunan Orman İşletmesi’ne ait bölgede 200–300 çam kesilerek, bu bölgede taş kırma ocağı açma çalışmaları gizliden gizliye yürütülmeye çalışılıyor.
Bu bölgede taş kırma ocağının açılması demek Karapınar Köyü’nün toz duman altında kalması demektir. Köy Muhtarı Öztürk’ün de söylediği gibi mıcır kırma ocağındaki tozlar deniz rüzgârının da etkisi ile Karapınar köyünü toz içinde bırakacaktır.
Bırakın sadece Karapınar Köyü’nü, bu taş ocağından Karasu da olumsuz etkilenecektir. Çünkü kurulma hazırlıkları yapılan Taş Kırma Ocağı, Karasu ve Karapınar köyünün tam ortasında kalıyor. Buradan uçan tozlar, bir Karasu’ya bir Karapınar’a savrulacak.
Karasu’nun son günlerde adını sıkça duyar olduğumuz bir Sivil İnisiyatif Yürütme Kurulu var. Sanırım onlar da bu işin ciddiyetini daha çözemedi.
Bu bölge tarım arazilerinden oluşuyor. Taş ocakları tarlalara yakın kurulamaz. “Kanun diyor ki; 500 metre yakında tapulu arazi varsa tarla sahibinden izin alınması gerekir. Köylünün izinden haberi yok. Kimsenin köylüden izin de aldığı yok. Üstelik bu bölgede insanlar el birliği ile ağaç dikerek, doğanın dengesine katkıda bulundular. Şimdi o büyük emekler verilerek dikilen ağaçlar kesilecek onların yerine Taş Kırma Ocağı makineleri çalışacak.
Bu konuda, tüm sivil toplum kuruluşlarını ve ilgilileri duyarlı olmaya davet istiyorum. Birileri rant sağlayacak diye, Karasu ve Karapınar halkı toz yutamaz.
Tozun bir tarafı Karasu’ya uçarken bir tarafı
1200 nüfuslu bir köy, taş ocağı açıldığı takdirde toz yutmaya başlayacaktır.
Köy muhtarı taş ocağı açılması düşünülen bölgenin köye yakın olması çevrede fındık bahçeleri ve normal tarıma uygun alanlar bulunması nedeniyle zamanla bitki örtüsüne ve canlılara da zarar vereceği gerekçesiyle Karasu Kaymakamlığı’na bir dilekçe yazdı.
Umarım Karasu Kaymakamı İlker Gündüzöz, konuyu inceler ve bölgede gerekeni yapar.

KÖYLÜLER İSYANDA
Taşocağının açılması planlanan yerde kadınlı erkekli yüzün üzerinde köylü toplanarak eylem yaptı. Köylüler taş ocağının açılmasının ekinlerini etkileyeceğini dile getirerek yetkilileri göreve davet etti.

Mücadeleyi bırakmayacağız
İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nden gelen müfettişlerden olumsuz rapor alanların nasıl olup da taş ocağı açacaklarını merak ettiklerini dile getiren Karapınar köyü muhtarı Zait Öztürk, “Burada taşocağının açılmasına köy halkı olarak karşıyız. Elimizden geldiğince mücadele etmeye çalışıyoruz. Girişimlerimizden sonuç alana kadar da mücadeleyi bırakma niyetinde değiliz” diye konuştu.

Sahipsiz miyiz?
“Siyasilerimize telefonla ulaştık ve durumu ilettik. Kendilerinden yardım istedik. Ancak birçoğu yapacak bir şeyleri olmadığını dile getirdi. Bizler hakkındaki kararı vermekle yükümlü insanların yapacak bir şeyleri olmadığına inanmak istemiyoruz” diyen köy muhtarı Zait Öztürk, “Seçim zamanı bizi ziyaret eden fakat seçimden sonra unutanlara sesleniyoruz. Bizi sahipsiz bırakan, seçim zamanı buraya uğramasın, hangi partiden olursa olsun uğramasın” şeklinde konuştu.

KÖYLÜ İZİN VERMİYOR
Elinde bastonuyla eyleme katılan Yusuf Şahin, “Bizler vatanını seven insanlarız. Burada da göz göre göre kanunsuzluk yapılıyor. Biz de kanunsuz şekilde mi davranacağız. Bize gösterilen yol bu mu” diye konuştu. Taş ocaklarının tarlalara yakın olamayacağını dile getiren Şahin, “Kanun diyor ki; 500 metre yakında tapulu arazi varsa tarla sahibinden izin alınması gerekir. Benden izin alınmadı. Alınsa da vermiyorum. Ben burada tarla yapılmasına sonuna kadar karşıyım ve ömrüm oldukça da mücadele edeceğim” dedi.

ÇEVRE KATLİAMI
Yapılması planlanan taşocağına komşu olacak tarlalardan bir diğerinin sahibi Mehmet Ayyıldız ise, “Burada devletin oluşturmuş olduğu ormandan ağaçlar kesildi. Ocak açılırsa kesilmeye de devam edilecek. Bizler kendi ekinlerimizden olurken orman da tahrip edilecek. Bu ormanın burada yetişmesi için insanlar emek harcadılar. Yangının ardından bu köyde yaşayanlar burada ağaç dikimine katıldı. Doğanın dengesini sırf rant sağlamak için bozan insanlara karşı sivil toplum kuruluşlarını da duyarlı olmaya davet ediyoruz” diye konuştu.

KILIFINA UYDURDULAR
Köy azası Necdet Öztürk ise, “Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’nden gelen müfettişlerden olumsuz rapor alan girişimciler taşocağı açmayı planladıkları yerde maden araması yapacakları şeklinde bir düzeltme yapmışlar. Ancak orada maden bulmaları mümkün değil. Arama esnasında çıkan taşları da atıyormuş gibi yapıp değerlendirecekler. Ancak böyle olması durumunda da girişimlerimizi sürdüreceğiz. Haklı olduğumuz bir konuda ezilmek istemiyoruz. Mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

KARASU-ADAPAZARI YOLU
Eyleme katılan Hediye Öztürk de, “Bizim köyümüzün gelişmesi artık mümkün değil. Köyün bir tarafı TİGEM’e verildi ve o tarafa doğru genişleme durduruldu. Bir diğer tarafı Sakarya nehri tarafından kesiliyor. Ki burada da üç tane kum ocağı faaliyet gösteriyor. Köyün içinden geçen Karasu – Adapazarı yolu zaten dışarıya alındı. Geriye bir tek tarım kalıyor. Onu da buraya kurulacak taşocağı ile engelleyecekler. Biz çocuklarımıza taş mı yedireceğiz” diyerek mücadeleyi bırakmayacaklarını dile getirdi.