Bestekar Avni Anıl'ın Ardından
Yayın:
Güncelleme:
Avni Anıl gibi bir dev bir ulu usta
Sana düşmez onu tarif, sus bu hususta,
Sus! Damla değilken dem vurma deryadan Safi!
Pir Soyuer anlatsın onu hele sen sus da!...
Cemal SAFİ
işte bu dörtlükle anlatıyordu Cemal SAFİ hocamız, geçen gün kaybettiğimiz ve dün son yolculuğuna uğurladığımız Avni ANIL gibi bir üstadı. Ve onu en iyi anlatacak olanında yine kendisinin olmadığını söyleyerek, alçak gönüllülük yapıp Son mısrada dediği gibi Geçtiğimiz yıllarda kaybetiğimiz hecenin şairi Halil SOYUER hocamıza bırakıyordu.
Evet Avni ANIL hoca yıllardır ve hatta yarım asırı geçen bir süre içerisinde Türk Musıkisine çok güzel eserler kazandırmıştır. 1953 Yılında Polis Enstitüsünden mezun olan üstad, 1955 yılında bu görevden ayrılıp çeşitli gazetelerde yazılar yazmaya başlar ve gazetelerin yayın yönetmenliğini yapar. İlk bestesini yine o yıllarda 1952 yılında yapar. Rast makamında bestelemiş olduğu bu eserin adı "sordular mecnuna leylanın saadet hanesi" ismini taşımaktadır.
Bestelerinin bir çoğunun güftesi Ümit Yaşar OĞUZCAN imzasını taşımaktadır. Sıkı birer arkadaş olan ikili zaman zaman birbirlerine espiriler yapmayıda ihmal etmezler. Hatta 2004 yılında bendenizinde aralarında bulunduğu Türk Musıkisi koromuz Avni ANIL hocamızın bestelerinden oluşan bir konser verdi. Ve o sırada Avni ANIL hocamızla bir sohbet imkanımız olmuştu. Kendisi Komiser Yardımcılığından, Ümit Yaşar OĞUZCAN'ın kendisine kısa boylu dediği için ayrıldığını bizlere gülerek anlatmıştı.
Yüzelli(150)'ye yakın bestesi bulunan bestekarın Türk musıkisi adına kitaplarıda bulunmaktadır. iZMİR'de bir çok koronun şefliğinide yapan bestekar'ın eserlerinden bazıları şunlardır: Mihrabım diyerek, Kaderimde hep güzeli aradım, Ah bu şarkıların gözü kör olsun, Biraz kül biraz duman, Ağla gitar, Bir ateşim yanarım, Ayrılık ümitlerin ötesinde bir şehir, Rüya gibi uçan yıllar, Dilşad olacak diye ve Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un.
Biraz önce bahsettiğim konserde bende Ayrılık ümitlerin ötesinde bir şehir isimli hüzzam şarkısını seslendirmiştim. Sahneye çıkıncaya kadar her şey normaldi ama sahnede eserini okuduğum ustanın benim gözlerimin içine bakıp, oradan benimle birlikte söylemesi fevkalade onur verici bir şeydi ve ayrı bir heyecandı. Ve hatta bir gün önce provalarda bizi ziyaret ederken, hiç bir şarkısını kimin okuyacağını sormadan direk şefimize "Ayrılık ümitlerin ötesinde bir şehir" isimli eserini kimin okuyacağını sordu. Şefimizde beni işaret etti. Avni ANIL hocamız yanıma gelerek "ALLAH kolaylık versin evlat ben bu besteyi altı ayda yaptım, en uzun süren çalışmam bu eserdir." dedi. bende kendilerine bu esere altı aydan beri çalıştığımı söyledim.
Türk musıkisinde geçmişle gelecek arasında adeta bir köprü vazifesi görmüştür Avni ANIL hoca. Eserleri zor olduğu kadar bu gün bile zevkle dinlenir niteliktedir. Kendisini Güfte bestekarı olarak nitelendiren bestakar şiir seçiminde de çok titiz davrandığını bu güne kadar yapmış olduğu beste sayısının azlığından belli etmektedir. Yine bu arada hemen bir anımı anlatmak istiyorum. Kendisine bir kaç şiirimi sunmuştum Ankara'da bize kulak misafiri olan ve hocamızı çok iyi tanıyan bir sazende üstadımız ben kuliste yalnızken yanıma gelip, " Avni ANIL hoca çok zor beğenir. her güfteyi beste yapmaz. Şiirde onun aradığı gizli bir his vardır, yakalarsa elinden kurtulmaz hemen beste yapar." diyerek beni teselli etmişti. Bunu ilk defa duymuyordum. Yine çok zengin bir iş adamının yazdığı şiirlerinden bir tanesini beste yapması için üzerine parada teklif ederek Avni ANIL hocaya ricada bulunmasına karşı şiirlerinde kendi ruhuna hitap eden bir şey bulamadığı için beste yapmadığını da duymuştum.
Herkesin ortak kaderi olan ölümden kimsenin kurtuluşu yok. Avni ANIL hocada her canlı gibi alemi faniden alemi bekaya göç etti. Ardında birbirinden güzel bir çok eseri bıraktı. ALLAH rahmet eylesin
#