Dün ve Bugün
İmamı Maturidi 852–944 yılları arasında yaşamış bir İslâm âlimidir. Türk olduğu ve fikirlerini Türkçe ifade ettiği için öğretileri Türkler tarafından benimsenmiş, mezhep haline getirilmiştir. Türk’lerde “Amelde İmamımız Ebu Hanife, İtikatta imamımız İmamı Maturidi” anlayışı hakim olmuştur. İmamı Maturidi doğruyu bulmada ayet ve hadislerin yanında aklın da kullanılması gereği üzerinde durmuştur. Aklın kullanıldığı yerde inceleme ve araştırma devreye girer ve doğruyu bulmak kolaylaşır. Maturidi anlayış pozitif bilimleri de ilahi bilimler arasına sokar. Türk Milleti Maturidi İslam anlayışının hâkim olduğu dönemlerde başarılı devletler kurdular.
Türkistan; 15. yüzyılın başları. Timur’un torunu Uluğ Bey (1394–1446) 1411 de başkenti Semerkand olan maverâunehir eyaletine imparator vekili olarak atandı, babasının ölümünden sonra Doğu Türk Hakanlığı koltuğuna oturdu. Semerkand’a medrese kurdurdu. Medrese de pozitif bilimlerin öğretilmesini sağladı.
Astronomi ve matematik alanlarında çalışmalar yaptı. Yazdığı kitaplar daha sonra batı dillerine çevrilerek batının karanlık çağdan kurtulmasında rol oynadı. Rasathane kurdu, kendisi de burada çalışmalar yaparak kitaplar hazırladı, bilim adamlarını yanına toplayarak onların çalışmalarına destek verdi.
Tarih 24 Temmuz 1518. Yavuz Sultan Selim Mısır seferinden İstanbul’a döndü. Yanında 2000’e yakın Arap âlimi ve seçkini getirdi. Bunlar İstanbul’daki entelektüel yapıyı ciddi şekilde etkilediler. Medreseler de Maturidi anlayış yerine Eş’ari (çözüm getirmede ayet ve hadislerin dışında başka ölçü tanımayan akla yer vermeyen görüş) anlayış hâkim oldu. Gerçek İslâm anlayışı yerini İslamiyet öncesi Arap geleneklerinin de yer aldığı yeni bir İslâm anlayışına bıraktı. Medreseler de pozitif bilimler kaldırıldı. Pek çok düşünür Osmanlı’da ki gerilemenin medreselerde ki bu anlayış farklılığından sonra başladığını ifade etmektedir.
Yıl 1578. Osmanlı da 3. Murat dönemi. Şeyhülislam Ahmet Şemsettin Efendi verdiği “Gökleri incelemenin uğursuzluk getireceği” fetvası ile yeni yapılan rasathanenin yıktırılmasını sağlar. İşte Eş’ari anlayışın Müslümanları getirdiği nokta.
Anadolu’da ilginç bir gelenek var. Ay tutulması sırasında köylüler Ay’ın Güneş’ten kurtulması için teneke çalarlar. İnsan sormadan edemiyor. Astronomi araştırmalarında Uluğ Bey gibi bir dev yetiştiren bu millet, Ay tutulmasında teneke çalma noktasına nasıl getirildi?
Mustafa Kemal Atatürk devleti yapılandırırken bu sorunun cevabını verdi. Maturidi İslâm anlayışını yeniden hâkim kılmak. İslâmiyet’i gerçek manası ile Türk halkına anlatmak ve benimsetmek. Bu anlamda çalışmalar yapıldı. Atatürk kendi tahsisatından pay ayırarak Hamdi Yazır’a Kuran Tefsiri yazdırdı. Sözleşme şartlarına ‘Bu tefsir Hanefi fıkhı ve Maturidi itikadı üzerine kaleme alınacaktır’ ifadesinin konmasını istedi. Türk insanı ilk defa kendi dinini kendi dilinden öğrenme imkânına sahip oldu. Diyanet İşleri Başkanları Maturidi İtikadına sahip kişilerden atandılar. Atatürk’ün ölümünden sonra ne yazık ki bu çalışmalar yapılmadı.
Gelelim bugüne. Türk halkının inançlarını istismar ederek politik çıkar sağlamaya alışmış bazı politikacılar gerçek İslâm’a ulaşmamızı istememekteler. Türk Milletini türban tartışmaları ile oyalayan bu politikacılar Irak’ta bir milyonun üzerinde Müslüman’ın ölmesine sebep olan emperyalist güçlerle eşbaşkanlık yapmaktan çekinmemektedir. Bölgemizi adım, adım işgal etme emelini açıkça ilan eden emperyalist güçlerle beraber olmaktan çekinmeyen bu işbirlikçiler halkın bakış açısını bu oluşumdan kaçırmak için gereksiz gündemler açmakta ve halkın dini duygularını istismar etmekteler.
Allah dinini istismar edenleri şüphesiz cezalandıracaktır. Bekleyelim ve görelim.
#