İman Işığı
Vahiy geleneğin ve İslam’ın evrensel öğretisinin temel tezi tevhittir. Bu yüzden Kur’an, muhataplarına çok yoğun bir biçimde tevhidi telkin etmiş, ilahi kudretin işaretlerini taşıyan şeylere ve vahiy kaynaklı dini öğretilerin sembolü kabul edilen yerlere dikkat çekmiştir. Eğer din tevhid inancı ve bilinciyle algılanıp uygulanmazsa kendisinden hayır gelmeyen faydasız bir kuruma dönüşür.
Allah, insanı hem bedensel hem ruhsal yönden en güzel biçimde yaratmış, onu akıl ve irade yeteneği gibi üstün niteliklerle donatmıştır. Ancak inkâr ve isyan yolunu seçen insan, fıtratını bozup kendi varlığına ihanet ettiğinden ve asli kişiliğini yitirip işlevini göremez hale geldiğinden, dünyada en adî bir varlık konumuna düşer, ahirette de cehenneme girer. Çünkü insan fıtratını kemalin zirvesine ulaştıran en büyük değer, Allah’a tam imandır. İnsan, iman değerinden ve onun meyvesi sayılan güzel işlerden uzaklaşınca, aşağıların aşağısına iner.
İnsan davranışlarının ahlaki bir düzene kavuşması için, ahiret zorunludur. Öyleyse ceza günü muhakkaktır. Ve yargıçların en adili Allah’tır. Allah’ın adaleti mutlaka yerini bulacağına göre herkesin hesaplarını vereceği ve karşılığını alacağı ceza / ahiret günü kesin olarak var demektir. Zaten iman ışığı ile yoluna devam eden akıllı bir insanın bu gerçeği yalanlaması mümkün de değildir. Çünkü ceza günü, hakikat anıdır. O gün, gerçek fertler, gerekse toplumlar hakkında son yargı, çabaların hakiki değerine göre verilir. Demek ki yargılama açısından her ferdin kaderi ve geleceği, onun çabalarının kalitesine bağlıdır. Zira hüküm, bu çabaların Allah katındaki değerine göre verilecek, inanmayıp kötülük yapanların en büyük cezası, Allah’ın rahmetinden uzak kalmak, inanıp iyi işler yapanların kazanabileceği en büyük ödül ise, Allah’ın rızasını kazanmak olacaktır.
Sonuç olarak, insana değer kazandıran temel etken doğru inanç ve bu inancın yansıması olan iyi davranışlardır. Eğer insan Rabbini unutur aklın ve fıtratın istikametini yitirirse yozlaşır, sonra da tüyler ürperten günahlara dalıp aşağılık bir varlık konumuna düşer. Çünkü iman kuruyunca insanlık da yok olup gider.