Bizim meyhanemiz, bizim -yasak- aşk yuvamız!.. O boş bina bizim günahımızdır... Umarım pot kırmamışımdır!
Faruk Serkan YILMAZ
Yayın: Güncelleme:
Mâlûmunuz geçen haftadaki yazımda -sağlık sorunlarından dolayı- Taraklı'dan ayrılmak durumunda kalan bir ihtiyârın hayat hikâyesini paylaşmıştım sizlerle. Ve o ihtiyârın Taraklı'dan ayrılmak zorunda kalmasına sebep olarak da, -Taraklı'da Bakım Evi’nin olmamasını- göstermiştim. Hâl böyle olunca da, Taraklı'yı bir de Nüfus Yapısı bakımından irdelemek geldi aklıma. Akabinde de gözlemlerimi yönelttim Taraklı'nın gencine ve yaşlısına...
Meselenin traji-komik aslında! Lakin Taraklı'nın nüfus yapısına bakılacak olursa; şahit olacaksınız Taraklı'daki “60 yaşüstü” nüfusun çokluğuna... Ve bu Yaşlı nüfusun bireylerini deşip, Onları döndürecek olursanız çocukluklarına; kulaklarınıza inanamayıp, takılacaksınız onların dudaklarındaki “Taraklı'nın efsanevi kalabalılığı” konusuna...
İhtiyarlarımızın demesine göre eskiden bu kadar tenha değilmiş Taraklı. Hatta çok da kalabalıkmış. Öyle ki bazen düğün cemiyetlerinde düğün sahipleri, gençleri -nasıl doyururum- konusunda bile sıkıntılar yaşarmış. Fakat günümüzde düğün sahipleri -gayrı genç kalmadı- diye, düğünlerini gırnatalı bile yapmaz olmuş. “Taraklı Halk Oyunları" da işte bu sebepten unutulmuş! Velhâsıl Taraklı nüfusunun %80'i artık yaşlılardan oluşuyormuş...
Anladığıma göre; Taraklı gençleri Taraklı'da iş alanlarının yokluğu sebebiyle; başka diyarlarda doymak ümidiyle, birer-beşer başlamışlar hicrete. Hicret bu ya; daha sonra yine birer-beşer dönmüşler gerisin geri sılâlarına. Fakat geçen süre içinde de engel olamamışlar ihtiyârlığa...
Nihayetinde, Taraklı bir Emekli Kasabası siluetine bürünmüş zamanla! Bu yaşlı nüfusun arasında kalanlar da fikren ihtiyarlamışlar; ne kadar genç olsalar da! Taraklı'nın üstüne de "ölü toprağı serpilmiş" adeta!
İşte konunun can alıcı yanı da burada başlıyor aslında...
Şahsen ben bu konuyu düşündükten sonra vardım -gençlik hususunda- siyasilerin haklılığına! İnanın onların yerinde ben olsa idim, gençliği ben de önemsemezdim! Öyle ki nüfusun %20'sine tekâmül eden bir kitle(!) için, neden oy endişesi çekilsin? Ve neden %80'lik bir ihtiyar nüfusu varken, %20'lik gençlik için Taraklı bütçesi delinsin? Öyle ya; kendine göre nispi öncelikleri olmalı siyasetin!..
Hem ayrıca Taraklı esnafını ayakta tutan Taraklı'daki yaşlı nüfusun emekli maaşları değil mi? Emekli maaşlarının sayesinde ayakta kalmıyor mu Taraklı ekonomisi? Yakın geçmişte nüfusu 2000'in altına düşen yerleşim birimlerinden "ilçe"liğin alındığını da düşünürsek; sanıyorum daha iyi anlaşılacak ihtiyarlarımızın Taraklı için önemi! Mevcut nüfusumuzu bile onlara borçluyuz yani!
Hâl böyle olunca da, "nüfusa göre para dağıtımı yapan İller Bankası'ndan gelen ödeneğin, kaçta kaçı yaşlılara ayrılmalı?" diye bir soru takıldı aklıma! Zira nüfusun %80'ini yaşlılarımız oluşturuyorsa ve Taraklı ekonomisi ihtiyarlar sayesinde ayakta duruyorsa; cevap belli aslında... Fakat Taraklı’da bir “Bakım Evi” bile yok hâlâ! Ve bundan dolayıdır ki; hâlâ devam ediyor Taraklı nüfusu azalmaya. Gençlerini burada tutamayan Taraklı; sahip çıkamıyor yaşlılarına da!..
Öte yandan Taraklı mevcut turizm hareketliliğini de ihtiyarlarımıza borçlu değil mi? Taraklı’dan göçenler, yaşlılarımızın sayesinde ziyaret etmiyorlar mı memleketlerini? Nitekim hepimiz de şahit olmuşuzdur; “bayramlarda-yaz tatillerinde” Taraklı’da oluşan kalabalıklığa. Taraklı -mevcut- turizm gelirlerini bile yaşlılara borçlu sonuçta!
Günün birinde biz de turist olmayacak mıyız ihtiyarlığa? Bir çoğumuz yaşlılığa yapılacak olan son turun ardından girmeyecek mi toprağa? İşte bunun için; Turizme yönelik atılımlar yapmaya çalışan siyasilerimize "Aman!" derim şimdi ben. "Aman yaşlılarımızı kaybetmeyelim" diye de eklerim peşinden! Ve şunları söylerim peşinen: Yaşlılarımızı kaybedersek Taraklı Ekonomisi çökebilir! Kaybedersek yaşlılarımızı; elimizden “ilçelik” gidebilir! Maazallah; Taraklı -Siyasi Haritadan- bile silinebilir!
Çözüm Önerisi
Hazır Taraklı nüfusuna böylesine ihtiyar bir kalabalık hâkimken; Taraklı'ya hâkim tepede, o hastane binası da boş boş dururken; o boş hastane binasının Bakım Evi olması konusu geçiverdi beynimden. Hem bu sayede Taraklı da ayakta kalır ahlâken! Öyle ya, orası "Yüksek Okul" olursa; yüksek ahlâkımız da gidebilir elden!
Bence bu konu bir an önce masaya yatırılıp, o boş hastane binasının "Bakım Evi" olması yolunda gereken adımlar biran önce atılmalı.Nitekim bu öneri sonuca ulaşırsa; bundan hem Taraklı'nın kendi yaşlıları faydalanır, hem de o bakım evinde yatacak olan yabancı ihtiyarları ziyarete gelen turistlerle de Taraklı Turizmi canlanır. Ve böylece Taraklı sadece "Kültür ve Tarih Turizmi"ne bağımlı kalmamış olur!
Lakin o boş hastane binasını şimdiye kadar bir çok şekilde kullandılar. Öyle ki; ne Yüksek Okul olmadığı kaldı, ne de Devlet Hastanesi olmadığı... Hatta çoğu zaman meyhane olarak bile kullanıldı! bazen de genç kızların ve delikanlıların aşk mekânıydı orası... Nitekim henüz kesin bir sonuca varamadı -o bina hususunda- Türkiye bürokrasisi! Sizce de bunlara göre daha masum değil mi "Bakım Evi" önerisi?
Her halükârda orda bir bina var uzakta; o boş bina bizim binamızdır! Gitmesek de, kalmasak da o bina bizim binamızdır!
Bizim meyhanemiz, bizim -yasak- aşk yuvamız!.. O boş bina bizim günahımızdır... Umarım pot kırmamışımdır!
Duygusal Bir istek!
Bu Ramazan Ayı bana uzun geldi nedense. Açıkçası bu kez oruç zorladı beni biraz. Bunda Ramazan Ayı'nın kıştan yakasını kurtarıp yaz mevsimine kavuşmasının etkisi vardır mutlaka. Ama Ramazan Ayı bitti işte sonuçta. Günler ne kadar uzun olsa da; vakit dayanmıyor insana!
Herkesin Bayramını kutlarım bu arada. Fakat -özellikle- Taraklılılarla burada bayramlaşmak isterim. Hem sadece ben değil; kendi büyükleriniz de sizlerle yaşamak isterler bayramlarını. Hazır uzun bir bayram tatili de verilmişken, bence ziyaret edin yaşlılarınızı; paylaşın onlarla bayramınızı...
Geçenler köyümle ilgili(Hacıyakup Paşalar köyü) bende küçük bir araştırma yaptım.Son 5-10 yılda dışarıya 60 hane civarı göç vermiş.Yaklaşık 250-300 kişi. Serkan dedikçe neden hep aynı.İş alanlarının olmayışı ve imkanların kısıtlı oluşu.Kimisi de okuyup amir memur olmuş,bu vesileyle de göç mecbur hale gelmiş.Son zamanlarda tarım ve hayvancılık alanlarında yapılan gelişmeler göçün önüne geçecek gibi görünüyor.Ama ilçem için aynı şeyleri söylememin imkanı yok.Hakikaten yıllar yılı şöyle 50-100 kişiye iş aş verecek bir işletmenin olmayışı ilçe nüfusunun ihtiyarlardan yana artmasına sebep olmakta.ASLINDA 100-200 KİŞİYE İŞ İMKANI SAĞLAYACAK İLÇE HALKINDAN BİR İKİ KİŞİ TANIYORUM AMA GÖRÜYORUM Kİ ONLAR KOLAY PARANIN PEŞİNDELER,HEP KENDİ KESELERİNİ DOLDURMANIN GAYRETİ İÇİNDELER.HAL BÖYLE OLUNCA İLERİYE DOĞRU NÜFUSUN 2000 LERİN ALTINA DÜŞECEĞİ VE İLÇELİĞİMİZİN ELİMİZDEN ALINACAĞI AŞİKAR OLUP EN KISA ZAMANDA TEDBİRLERİN ALINARAK GEREĞİNİN YAPILMASINI...
ali
30.09.2008 / 13:01:47
serkancım yazın hoş tebrik ederim sen bizim nüfusumuzun taraklıda ne zaman çoğaldığınada işaret edermisin ben biraz ipucu vereyim. Merak etme forson mustafa abimiz getirilir oy kullanmaya tarklıya özelmi özel arabayla.. getirilir gençlerimiz taraklıya oy kullanmaya verilen vaatlerle tabi..özelmi özelll arabayla .. öyle ilgi gösterilir ki insanlara kanarız bizde o yalanlara özelmi özel duygularla .. nüfusumuz artar seçim zamanı gurbette ne kadar insan varsa getirilmeye çalışılır büyük bir telaşla .. itildiğimiz kakıldığımız taraklıya .. Aslında özelleştirmedik biz kişiliklerimizi kendimiz ayakta durabilmekle . Özellşen tek şeydi seçimlerde kendimizi özel biri zannetmemiz aslında oy kullanan yolunu başkan adaylarının gücüne göre belirleyen birer pusulaydı sadece ..
İzzettin KÖMÜRCÜ
5.10.2008 / 20:09:32
Sevgili Serkan,
Yazının büyük bir bölümünde seninle aynı düşüncede olmadığımı ifade etmek isterim...Bir önemli hususta aşağıda yorum yazan Ali isimli yorumcunun yazdıkları....Forson Mustafa seçimlerde oy kullandırmak için getirilir veya getirilmez onu bilemem, ama tespit çok doğru bir tespit.Taraklı'nın kaderini yıllarca Taraklı dışındaki insanlar belirledi."Babamın hatırı" "Anamın hatırı" deyip oy istendi.Malum yaşlı insanlar bir somun ekmeğe yıllarca kandırıldı.Bu insanların kutsal oylarına ise "Böcek Oy" adı verildi.Hatta alay edenler bile oldu."Profösörün oyuda bir Çöteli Mehmet'in oyu da bir" diye ve bu memlekete yatırım yerine "Yılan Balığı Üretim Tesisi" temelleri atıldı.Haliyle umudunu kesen gençler göç etmek zorunda kaldı.Seçimler yaklaşıyor.Meydanlar yine koç yiğitleri bekliyor.Herkesin kantarı belinde.Çıkacaklar meydana oy almak için her yolu deneyecekler.Yıllarca aynı senaryo üzerinde oyun kuranlar yine sadece ve sadece "OY" için "ÇAMUR AT İZİ KALSIN" siyaseti ile politika yaptıklarını zannedenler çıkacak mutlaka.O nedenle sadece etrafımızı iyi gözlemlemek yeterli olacaktır.Sonradan "AH" "VAH" çekmenin hiç bir anlamı olmaz..Bilmem anlatabildim mi!!!!
Halim KÜÇÜKÇINAR
6.10.2008 / 10:41:44
Sevgili Serkan.Yazına 2 noktada yorum yapmak istiyorum.Birincisi Taraklıdaki emekli nüfusu azalmaz artar.Buna emin ol.
Çünkü artık özellikle büyük şehirlerde emekli maaşıyla geçinmek mümkün değil.Emekli olan herkes bir şekilde Taraklı ya dönmenin en azından yılın bir bölümünü Taraklıda geçirmenin hesabını yapmak zorunda.Yani kısacası emekli olup dönenlerin bir bölümü zaten bu sebepten dönüyor.İkincisi ise Ali beyin yorumuna bir noktada katılmakla birlikte başka bir noktada katılmak mümkün değil.Oy için insanların şehirlerden taraklıya taşınmış olduğu gerçek.Artık böyle bir şey mümkün değil sanırım.Bu bir olay değil sonuçtur.
Yani bizler oy atmak için gitmedik.Önceden taraklının nüfusü çok olsun iller bankası hissesi çok alsın taraklıda yaşayan herkes daha fazla hizmet alsın diye nüfus sayımında Taraklıda bulunduğumuz için,daha sonraki seçimlerde oy kullanmak için de Taraklıya gitmek zorunda kaldık.Yani biz oy pusulası olarak görülüp kandırılmış insanlar falan değiliz.
Halim KÜÇÜKÇINAR
6.10.2008 / 10:48:10
kısacası şu bizleri arabalarla taşıyanlar
(ki ben hiç böyle bir şeye tenezzül etmedim) hakkımızda ne düşünbdüler bielmiyorum ama,ben önce Taraklıya hizmet amacıyla nufus sayımında taraklıda bulundum sonrada bunun sonucu olarakta vatandaşlık görevi olarak oy kullanmak için Taraklıda bulunmak zorunda kaldım.
Bir noktada İstanbulda yaşayanlar bilir nufus sayımlarında istanbuldan özellikle doğuya yüzlerce binlerce otobüs seferi düzenlenir bu amaçla.Kendimize haksızlık etmeyelim lütfen
Nilüfer HEDEF ARSEVER
6.10.2008 / 13:32:24
Öncelikle serkan kardeşim geçmiş bayramınız sizin de kutlu olsun, bayram dolayısı ile bakamadım Taraklı ajansa. Yazdıklarınıza katılıyorum, yine Halim beyin ve Kadir beyin yorumlarına da katılıyorum. Taraklı da yaşasam daha sağlıklı yorum yazarım; ancak dışarıda olduğum için çok bilmediğim şeyler var taraklı ile ilgili. yanlış olabilir diye bu yazına fazla bir şey yazmayacağım, ama taraklı da genç nüfusun kalması da işletmelerin kurulmasına bağlıdır, genç nüfusu taraklı ya tabiki çeker.
göç zade
7.10.2008 / 22:03:44
herkes kendıne gore bır yorum yapmıs taraklılımı bılmıyorum ama 34 dıye bır arkadaş iş varmısş taraklılı çalışmıyomuş o arkadaşın tuzu kuru anlaşılan bende istanbulda yaşıyorum keyfimden mi geldim acaba taraklıda iş vardıda bızmı calısmadık istanbulun 1000 ytl si taraklının 500 ytl ye eşit.bayramda taraklıdaydım çoğu gencimiz güvenlik 3ü 5i de fabrikalarda çalışmakta ama şöyle bir memnuniyet ışığı alamadım konuştuğum gençlerden.yani anlatmak istediğim kardeşler giden gençler mecburiyetten kanımca
Remzi ÇIKRIKÇIOĞLU
8.10.2008 / 10:07:23
Serkan kardeşim,yazılarını takip ediyorum,güzel konular buluyorsun seni tebrik eder başarılarının devamını dilerim,sevgiler selamlar