Hz. Muhammed'in Siyasi Liderliği
Hz. Muhammed’in asli görevi, Allah’tan aldığı vahiyleri insanlara ulaştırmak, bunları açıklayıp uygulamaktır. Bu konularda Peygamber(as)’in otoritesinin tanınması şarttır. Zira Allah birçok ayette Elçi’sine inanmayı, ona itaat edip uymayı emretmiştir.1 Ancak Hz. Muhammed, Medine’de asli görevi olan peygamberlik dışında konjoktürel olarak bir toplumun siyasi lideri olmuştur. Böylece, Peygamber (as)’e itaat emri, onun dini otoritesinin yanı sıra siyasi otoritesine tabi olmayı da kapsamıştır. Eğer Medine dönemi dikkatlice incelenirse, Peygamber(as)’in yasama ve yönetme yetkisini elinde tuttuğu, bu yüzden aynı anda hukuki ve siyasi otorite olduğu kolayca görülür. Hemen belirtelim ki Peygamber(as)’in Medine toplumuna lider oluşu, dinin emri olmaktan çok, konjoktüre bağlı siyasal bir liderlikti. Çünkü devlet dinin temel rüknü olmayıp onun gereklerinin rahatça yerine getirilmesi için zorunluydu. İşte bu yüzden Peygamber(as), Kuran’da çerçevesi çizilen siyasi ilkeleri hayata geçirip uygulamıştır. Onun vefatından sonra ve on dört asrı aşan tarihi süreçte İslam toplumları çeşitli devlet ve yönetim biçimleriyle yönetilmişlerdir.
Görüldüğü gibi Kuran ve sünnette, Müslümanların nasıl bir devlet kuracağı, devlet başkanlarını nasıl ve hangi şartlarda seçeceği, toplumun hangi siyasal yöntemlerle yönetileceği konusunda ayrıntıya girilmemiş, buna karşılık siyasi yapının daima ihtiyaç duyacağı temel esas ve amaçlar üzerinde ısrarla durulmuş, fertlere yönetim biçimlerini sağlıklı ve adaletli şekilde oluşturabilecekleri bir anlayış ve ufuk kazandırılmaya çalışılmıştır. Böylece Müslümanlara, temel amaç ve ilkeleri gözetmek şartıyla dönemlerine uygun yönetim şekillerini seçip amaçlarını gerçekleştirebilecekleri mesajı vermiştir.
1Bkz. Nisa 4/59. 171; Maide 5/92 Nûr24/62 vb. #