ŞANLI TÜRK BAYRAĞIMIZ
Bayrak, bir milletin bağımsızlığını, karekterini ve millet olmanın onurunu temsil eder.Yani dünya milletleri arasındaki yerini, ağırlığını, ve gücünü temsil eder. İslam ülkeleri genelde hilali ve yıldızı kullanırlar. Diğer milletler ise farklı şekilleri kullanırlar.
Ama bu bayrak bizim yani Türk Milletinin bayrağı olunca işte o zaman iş biraz değişir. Çünkü o bayrak ecdadımızın kanlarıyla yoğrulmuş bir bayraktır. Dünya milletleri arasında böyle manevi değeri yüksek canıyla, kanıyla elde edilmiş başka bir bayrak yoktur.
Bizim bayrağımız milletimizle öyle haşır neşir olmuşki, şehidimize son örtü olarak örtülür, düğünümüzün baş köşesinde gururla dalgalanır, hacca giden hacımızın,askere giden gencimizin aracının önünde daima dalgalanır. Yine milli günlerimizde, törenlerimizde, her türlü müsabakalarımızda hep ama hep dalgalanır.Yani sevincimizde ve üzüntümüzde hep yanımızdadır
Onun için bayrak şairi dediğimiz Arif Nihat ASYA ne güzel anlatmış bayrağımızı.
Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü !
Işık, ışık dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazcağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.
Sevgili dostlar, tarih sahnesinde bazı kendini bilmez vatan haini insanlar, zaman zaman şanlı bayrağımıza saldırıda bulunmuş vebu millet tarafından cevabını en sert şekilde almıştır.
Bazen düşünürümde, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, kısacası bütün nimetlerinden faydalanan sözde bu ülkenin vatandaşı olan insanlar nasıl olurda bayrağa ve milli değerlere utanmadan saldırır.Bir başka deyişle ihanet eder. Bana göre bu davranış düzgün bir insan psikolojisi değildir.Bunun altına indiğinizde o insanda ,bu milletle uyuşmayan ,farklı bir şeylerin olduğunu zaman içinde anlarsınız.
Aklıma tarihte yaşanmış ülkemizin düşman işgalinden kurtarıldığı yıllarda meydana gelen bir anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Rahmetli İsmet İNÖNÜ İzmir'e düşman işgalinden sonra gittiği bir ziyarette, halkın arasından bir meczup tarafından taşlanır.Tabi korumalar ve halk o şahsı linç etmek ister. Durumu gören İnönü,yüzü kan içinde kalsada derhal müdahele eder ve derki: Bırakın onu. Kabahat onda değil. Kabahat bizde. Düşman İzmir'de biraz fazla kaldı der.
Evet sevgili dostlar, ama şu unutulmamalıdır.Bu milletin değerlerine ihanet edenlerin sonları hep hüsran olmuştur.
Bizimde Taraklı'mızın biri girişinde, biriside Hisar tepesinde olmak üzere 2 bayrağımız var.Gelin gibi dalgalanan. Hele Hisar tepesindeki, "Barışın güvercini, Savaşın kartalı " gibi dalgalanmakta.Bu iki bayrağı bizlere kazandıranlardan Allah razı olsun . İyiki varsınız.
Evet onlar diktiler ... bizlere onu gözümüz gibi gece gündüz bakıp korumak düşüyor.
Sağlıcakla kalın.
11/07/2006
Yusuf KABAK
#