Ben Hep Hakkı Savundum
Kalbim hep mazlumdan yana oldu. Hakkıyla kazanan zengine düşman olmadım hiç. Beytülmali kasası gibi görenleri hiç sevemedim ben, sevmeyeceğim de. En önemlisi de doğal zenginliklerimizi talan edenlere hakkımı helal etmiyorum. Yardımcı olanları da affetmiyorum. İnsanları değişik fraksiyonlara bölüp, kendi çıkarları için basamak olarak kullananlar, sonra da sefaletlerinin üzerine taht kurup saltanat sürenler de bir gün hak ettikleri cezayı elbette göreceklerdir. Bu mazlum ve masum milletin ah’ ı kimsede kalmayacaktır. Dünya hayatı geçici olduğu kadar da kısadır aslında. Bunu görebilen ve kazancını helal yerden temin edip hem kendi için, hem de insanlık için harcaya bilenlere ne mutlu. Ancak karşılıksız yapılan yardımlar gerçek yardımlardır. Kaç kişi yapabiliyor böyle yardımları acaba. Rızkın onda dokuzu ticarettedir. Ticareti de helalinden yaparsan helal kazanç elde edebilirsin. Günümüzde zengin ile fakirin arasında ki uçurum her geçen gün açılmakta ve fakir daha fakir, zengin ise daha zengin olmaktadır. Sonra da yardımlarla yaşamaya muhtaç haline getirilen binlerce aile. Kişi başına 9000 dolar düşen bir ülkede eğer hâlâ yeşil kartlı ve yoksulluk maaşıyla geçinenler var ise bu yapıda bir arıza var demektir. Hâlâ çöp kutularından marul toplayan, pazarın sonunu bekleyen insanlar dolaşıyorsa pazarlar da, bunun üzerinde uzun uzun düşünmemiz gerekir. Ülkemizde ki pastanın hacmi belli değil mi?
”Allah'ın bir pulunu bekleye dursun on kul,
Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul,
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa,
Yaşasın kefenimin kefili kara borsa...”
Böyle diyor rahmetli Necip Fazıl, büyük usta ve büyük düşünür. Demesine demişte, başına gelmeyen kalmamış. Kolay mı zannediyorsunuz siz bedava geçinenlerle uğraşmayı. Sabahtan akşama kadar çalışan kadın erkek, çoluk çocuk karnını zor doyururken, elini sıcak sudan soğuk suya koymadan yaşayan, sabahlara kadar tabak kıran insanlar da var bizim ülkemizde. Bu değirmenin suyu nerden geliyor acaba…
Evet değerli dostlar kantar bozuk tartan titiz olunca olan işte böyle oluyor. Ben yine de diyorum Allah kimseyi namerde muhtaç etmesin. Kazancınız helalinden ve emeğiniz den olsun. Az olsun emeğin olsun. O zaman gönlün huzurlu ve için mutlu olur. Yattığın yatağında ilaç almadan uyuyabilirsin. Evde kavga etmeden oturur acı soğanı tatlı tatlı yiyebilirsin. Sakın fukara edebiyatı demeyin. Biz tabanın çocukları böyle geldik böyle gideriz. Alnımız ak, başımız dik… Allah kimsenin önünde başımızı eğdirtmesin diyor hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.