Vasiyet
VASİYET
Kendimizi tanımaya başladığımız yıllarda ne çok da öflemiştik babamın aile ve vatan la ilgili söylemlerine. Ülkenin temel taşıdır aile orada sevgi çemberini oluşturmaz iseniz, toplumun nehir misali beslenen derelerini kurutmuş olursunuz.
Beslenen dereler bir bizle mi olur diye düşündüğümüzü anlar, unutmayın sizle, benle, tek tek, toplum için her kişi önemlidir derdi. Vasiyet kabul edin. Ettik baba ve uyduk.
Kızlarımı senin öğretilerin doğrultusunda yetiştirmeye çalıştık, senin kadar umarım başarılı olmuşuzdur. Lakin yaşam bizlerin çocukluğunda ki gibi pembe, beyaz, ak değil karartılar her gün de devam ediyorlar. Dünya büyük, ufkunuzu geniş tutun öğüdünü unutturuyorlar. Siz düşünmeyin biz yaparız, kolaycılığa kaçın, isteyin verelim.
Çalışın hak edin, üretin, okuyun, ekmeğiniz taştan çıkartın kelimelerini daha az işitir olduk, son günlerin modası ise yardım, yardımlarda ihtiyacı olanlara ulaşsa eyvallah diyeceğiz de maalesef gösteriş için oluyor hepsi, kimse size iş yaratacağız demiyor. Bedavacılık aldı başını gidiyor. Ya baba sen bize anlatırken diğerleri ne yaptı anlatmadılar mı? Cumhuriyetin, vatanın ne zorluklarla inşa edildiğini, yoksa onlar bu günleri bekliyorlardı da tilki misali sinsice mi gülüyorlardı bize.
Kızımın sorularına bazen ne cevap vereceğimi senin söylemlerinde arıyorum baba, idealist vatan evlatlarını göster derdin, arıyorum ben baba göremiyorum, varda benim mi gözlerime perde iniyor, onlar yüksek sesle bağırıyorlar da ben mi kulaklarımı tıkaçlıyorum. Yoksa her biri ayrı bir yerde, kendi kabuklarına mı çekilmişler seyri âlemdeler mi, onları nasıl bu daldıkları rüyadan uyandıracağız. Yetmez mi artık çektiklerimiz yaradanım güç ver bize.
Dün sabah, seninle nasıl sabahın ilk güneşinde yan yana yürüdüğümüz gibi, kızımla yürüdüm baba. Demez miydin sende çocuklarınla yürü diye, yapıyoruz baba oda benim gibi, ben nasıl senin başını olur olmaz sorularla dolduruyorsam aynısı, hem de daha zeki, o kadar kıvrak soruyor ki mat oluyorum. Bu sabah ise padişahlıkla mı yönetiliyoruz, insanlar pankartlar acıyor, padişah isteriz diye bağırıyorlar, yeniçeriler gibi isteriz sultanımızı isterik diye, bu mu Cumhuriyet derken kelimeler boğazımda düğümlendi, hoş görü derken nerelere geldik, yürüdüğümüz yolun yanlışlarını doğrularını, söylemlerine alanlar bile yok. Kör dövüşünde gidiyoruz, sanki karanlıkta yolumuzu kaybetmişiz de kurt sesleriyle yol buluyoruz. İş de o kurtlar doğru yol gösterseler bize. Nerde, öyle bir tuzak kuruyorlar ki yolun sonunda göreceğiz.
Ülkesini seven herkese seslenmek istiyoruz, kavgasız vatan dileğimiz, yavrularımıza gelecek arzumuz, sadaka değil gelecek temennimiz, kızımla la ben yan yana sesleniyoruz düşünceleriniz bir köşesinde vatan olsun, kendi dünyanızı inşa ederken ulusunuzu da, nasıl bu yaşama da, kovuştuğumuzu unutmamanız. Ben ellerinizi sıkarken kızımda ellerinizden öpüyor saygılarımızla.