YAŞATMAK YA DA ÖLDÜRTMEK

M. Ali ÇINAR

 İnsan doğar, büyür ve ölür. Bu yeryüzünün değişmeyen kanunudur. Evet, insan doğar, yaşaması için. Büyür, verimli olması için. Devletlerin en yüce görevi de, yetişen neslini, hayata hazırlamak, insanlığa hizmet sunması için yetiştirmektir.Bir tek insana yapılan hizmet bütün insanlığa yapılmış gibidir. 

 Dünya Sağlık Örgütlerinin çalışmalarını ve çabalarını da biliyorum. Çünkü insan kutsaldır. Yeryüzünde yaşaması ve nimetlerinden faydalanması, en tabii hakkıdır. Ancak şuna bir türlü akıl erdiremedim. Bu gün uygulananlar yeryüzünün kuralları olmamalı. Olsa olsa, yeryüzü yasalarını çiğneyerek, ihtiraslı kişilerin, güçleri ellerinde tutup, yanlış kullandığı ya da kullandırıldığı bir dönem olduğu kanaatindeyim. Evet, başta demiştik, insanı yaşatmak… Ya da öldürtmek...Şimdi ise aynı dünyada ve aynı gezegende insan öldürtmek, her yaştan her cinsten, acımadan adeta zevk alırcasına öldürtmek. Orada ne insan hakları var. Ne kadın hakları, Ne de yaşlılar günü…ne de anneler... Bir tek gün var orada… O da, gözü yaşlılar günü…

Bu gezegende oluyor bunlar beyler..! efendiler..! Bitaraftan bakıyorsun, bir can kurtarmak için yedek parça taşıyarak, hayat kurtarmak isteyen sağlık teşkilatı elemanları, öbür yandan binlerce canı bir anda almak için atılan bombalar. Yıkılan yuvalar… Feryatlar… Feryatlar… Aynı gezegende oluyor bunlar. Bitaraftan gelin kaynanalar, bitaraftan tele voleler… Ah yandımlar, vah yandımlar… Dünyayı sözde onarmaya(!) çalışanların, dünyayı nasıl yıkmaya çalıştıklarını herkes izliyor. Ancak bunun karşısında sessiz kalanlar ve derin uykuya dalanları ise anlamak mümkün değildir. Yıkmaya çalışanların karşısındaki derin uykunun sebebi ise... 

 Heyhat.! Bizler toptan yok oluyoruz. Kan gölü dünyayı sarıyor. Önce işbirlikçiler, kendilerine engel zannettiklerini ortadan kaldıracaklar. Sonrada birbirlerini. İnsansız bir dünya, insafsız ellerin üstünde şekilleniyor. Bunun adı da kıyamettir… Derin uykular beyler…!

M.Ali ÇINAR