Hayatın Yok Oluşu
Derya DOĞAN
Yayın:
Güncelleme:
Elimizde bulunan bir miktar parayı bir kenara koyabiliriz. Çok değerli bir eşyamızı ömrümüzün sonuna kadar saklayabiliriz. Peki ya hayatımızı? Hayatı ne rafa kaldırabiliriz, ne sandığa saklayabiliriz, ne de biriktirebiliriz. Hayatı her şekilde acısıyla, tatlısıyla yaşamak zorundayız. Çünkü hayat bizi beklemez, onu durduramayız.” Hayatın ya her anı yaşanır ya da ziyan edilir”. Ama sonuçta biter. Ne dönüp flimi başa alabiliriz, ne de flimden bazı kesitleri çıkarabiliriz.
Çoğu insan yaşadığı hayatı beğenmez de başkalarının hayatına özenerek geçirir o koca zaman dediğimiz aslında en kısa zamanı. Bazen öyle anlar yaşarızki adeta avucumuza alıp sımsıkı tutmak gelir içimizden zamanı. Avucumuzu açsak uçup gidecek mutluluğumuz sanki. Bazen de öyle an olurki ne güzeli görür göz, ne de bir masumu okşar el. Derken çok sonra fark ederiz yılların bizden aldığını, zamanın hayatımızdan çaldığını… Artık elimizi açsak da ne avucumuza hayatı alabiliriz, ne yılları anı yapabilir, ne de ölüme dur diyebiliriz.
Seveni sevenden, elbiseyi vücuttan, bir çocuğu anadan ayırabiliriz de hayatı ayıramayız insandan. Yaşamın sonuna geldiğinde insan bedeniyle birlikte hayatını da gömer toprağa. Çünkü hayat tek kişiliktir. Giderken hayatımızı başkasına veremeyiz. Başkasından isteyemeyiz onun hayatını. Bedenimizi zor sığdırdığımız o küçücük yere koca bir hayatı da sığdırırız özünde.
Ve insanın yok oluşu bir hayatın yok oluşudur aslında…
#