Dondurma Neden Bozulur?
Uygun bir ortamda saklanmadığında veyahut saklama tarihi aşıldığında, dondurmanın bozulması kaçınılmazdır.
Ona uygun ortamı sağlamak ve onu belirli zaman dilimi içerisinde tüketmek, insanın üzerine aldığı bir vazifedir.
Vazife mi?
Evet, insan kendi kendine vazifeler yükler, sonra da o vazifelerini, gerektiği oranda, gerektiği kadar icra eder. Bazen de tehir eder.
Şimdi karşımızda büyük bir dolap olsun; içi, her çeşidinden, rengarenk dondurmalarla dolu bir dolap.... Bu cam kapaklı dondurma dolabının kilidi de daima açık dursun. Başında bekleyen bir sahibi de olmasın.
Bir gıda deposunun önündeki, böyle bir dondurma dolabının etrafında dolanan çocukları, yaz bittiğinden beri seyrediyorum.
Önce dolaba yaklaşıyorlar. Sonra hiç kimsenin dondurmalara sahip çıkmadığını gördüklerinden, sağa sola bakarak, kapağını hafifçe açtıkları dolaba başlarını uzatıp, parmaklarıyla dondurmaları yokluyorlar; ağır çürük kokusunun tiksindiriciliğine dayanamayıp, nihayetinde cıvıklaşmış dondurmaları bırakaraktan, her seferinde arkalarına bakmadan kaçıyorlar.
Bu durum, iki aydır, her defasında farklı bir çocuğun yaşadığı tecrübeyle tekrarlandı. Bu çocuklardan biri de ben(!) olduğum için; envâi türlü dondurmayla doldurulmuş bu dolabın tüm dondurmalarının bozulmuş olmasını; hem bir hayal kırıklığı, hem de o iğrenç kokunun mide bulantısıyla yaşadım.
Sonra burnumun, beynimle ortaklaşa verdiği bu tepkiden, çok daha farklı ve daha büyük bir tiksinti beliriverdi kalbimde. Bir boğum, daralma belki de… Temiz havanın temizleyemediği, sanki her yanı kaplayan bir kokuydu bu.
Fizik kanunlarına uygun şekilde başkalaşım geçiren dondurmalar, beşeri kanunların da uygun bir cıvıklaşmayı aynı şekilde insana yaşattığını duyumsattı birden. Dondurmalar insan suretine büründü, dondurma dolabı ise dünyaya…
İçi, bozulmuş dondurmalarla tıka basa dolu bir dondurma dolabının farkındalığı içerisindeyim çocuklar gibi çok şükür...