Yunuspaşa’nın İmamı
Her kurban bayramını yaşadığımda O’nu hatırlamadan, rahmet dilemeden geçemiyorum...
O’nunla tanıdım ben Kurşun Camiini, babam beş yaşında iken elimden tutup o mabede götürdüğünde. O’nunla soludum sanki ötelerden gelen lahutî havayı yorgun ve nahif sesinde… Allah’ın evinin emanet edildiği, o mabetle bütünleşmiş biri gibi görürdüm O’nu gençliğimin ilk yıllarında. Mikrofonların kirletmediği, o soluk ve yorgun ama derûni sesiyle okuduğu Kur’an’ı, gençliğimin havailiğine rağmen zevkle dinlerdim. Manasını bilmediğim halde harf, harf ilahi kelamı, nakış gibi işlediğini hissederdim ruhuma…
Önünde diz çökenlere, ilâhi kelamı nakşettiği onlarca hafız yetiştirmiş; kendini vakfetmişti Kur’an öğretimine. Oğlu hafız Saim Özel de eserlerinden biri idi.
Hafız Hüseyin! Her kurban bayramını yaşadığımda O’nu hatırlamadan, rahmet dilemeden geçemiyorum. Bir başka dinlerdim kurban bayramı hutbelerini minberden; her kurban bayramında aynı konuyu anlatmasına rağmen. Çünkü anlatmıyor yaşıyordu adeta her kurban günü Hz. İbrahim’in çetin imtihanını… Bütün hayatı çok zorlu tevhit mücadelesinin çilesiyle yuğrulmuş bir sembol peygamberdi , Hz. İbrahim.Ve Peygamberimiz aleyhisselam ile tahiyyatta adının dua ile anılmasıyla makamını bulmuştu …
İleri yaşında Rabbinin ihsanı, oğlu İsmail’e olan muhabbetinin !Allah adına kurban edilmesi istenmiş en son ve çetin imtihanını istemişti Rabbi Hz. İbrahim’den. Haccın son uygulaması,mühürü ! gönülde , Allah sevgisine ortak ne varsa yok edilmesi, kurban edilmesi gerekliliğinin ,Hz. İsmail’in kurban edilmesi hadisesiyle sembolleşmesi ni anlatırdı her kurban bayramı hutbelerinde Hafız Hüseyin. Bu hadiseyi yaşardı sanki. Teslimiyetin doruk noktasında meydana gelen bu olayın hissiyatını, gözlerinden yaş olarak akıtırdı. Hıçkırmamak için zorlanmaktan titreyen sesi gönlümde yankı bulur, başımı eğerek gözyaşlarımı göstermemeye çalışarak ağlardım...“Beni sabredenlerden bulacaksın” diyen İsmail’in teslimiyetini gençliğimin haylazlığına bir gem ve engel gibi görürdüm…Hafız Hüseyin'in sesinden ,samimiyetinin ruhuma aktardığı değerleri hissederdim yalın sesiyle okuduğu Kur’an ve hutbelerin den. Ve o mabetten bir başka manevi haz ile çıkardım kurban sabahları… O,bir hadiseyi değil,bu sembolde tevhidin alemi kuşatan manasını nakış,nakış işliyordu...Rahmetli babamın da dostu ve değer verdiği imamlardandı. Evimize daha uzak olmasına rağmen ,O’nun arkasında namaz kılmayı tercih ederdi hep.
Yarım asırdır ruhumdaki silinmeyen hatırasının, bu izi bırakanın ihlâsından olduğunu zannediyorum. Ve,her kurban bayramı namazını kurşun camide Hafız Hüseyin'in arkasında kılıyorum hala...Allah cc. gani, gani rahmet eylesin diyebiliyorum ancak… ,
Bütün okuyucularımızın ve halkımızın kurban bayramını kutlar, sıhhat ve afiyetler dilerim.