Sakaryaspor Aşkı
Sessiz sedasız can veren pervanelere sor !” demişler.
…
Güngören Belediyesi maçına kadar yaralı Sakaryaspor’un yaralarını sardığını düşünüp ardından alınacak puanlarla zirve hesapları yapmıştık. Güngören Belediyesi maçını kaybettik Umutlarımız azaldı.Geçtiğimiz haftada Zeytinburnuspor karşılaşmasından puansız ayrılınca sulu sepkene döndük adeta.
Son derece dikkatli olmamız gereken haftalarda işi iyice yokuş aşağı salıverdik gitti.O eski şanlı ihtişamlı namlı efsane Sakaryaspor ne hallerde.Uğruna Eskişehir yollarında Antalya yollarında canımızı bile tehlikeye attığımız aşkına feryadı figan olduğumuz Sakaryaspor’un ışığa koşacak günlerini beklerken ne yazık ki sessiz sedasız iyice karanlığa koşmaya başladığını görüyoruz.
Taraklı’nın ekmeğini yiyip suyunu içen havasını soluyan Sakaryaspor aşıkları ile birlikte yeşil siyahlı renklerin peşinde beraberce koştuk.
Motosikletlerle Taraklı’dan Adapazarı’na maça geldiğimiz günler oldu. Atatürk Stadına koşarak bir pervane bülbül gibi feryat figan etmeden Sakaryaspor aşkını en iyi bilenlerdeniz.
Nedir bu aşk diye sorarsanız;
—Yıllardır Sakaryaspor peşinde koştuk. Şampiyon olduk. küme düştük, şampiyonluğu kaçırdık, üzüldük. Gıkımız çıkmadı.
Bugünlerde Sakaryaspor bizi çok üzüyor. Zarar veriyor adeta
Sakaryaspor küme düşecek korkusu var içimizde.
Arkadaşlarıma sordum,onların görüşünü aldım.
Tatanga Çetin
“Sakaryasporluyum demeye utanıyorum” diyor. Ringo Cüneyt “ İşimi gücümü bırakıp İstanbul’dan koşup geliyordum. Usandım ” diyerek ızdırap içerisinde olduğunu ifade ediyor. Gökhan Karabacak’ın sanki ağzına ısırgan otu sürmüşler.
Kahveci Şaban'a sordum: Bir dokundum bin ah işittim.
Kendime sordum. “Zor günler” dedim “Gelip geçer” dedim.
“Tuz basarız” dedim kısaca... Olmadı… Artık Sakaryasporumuza dokunmayın
…
Dokunmayın artık Sakaryasporumuza.