Şirinler Derneği
Değerli dostlarım,
Günümüzün en geçerli derneğini kurmak geldi aklıma. Adı şirin kendi şirin, şirin görün be kardeşim şirin… Şirin görün ki, şirin desinler. Sahte nezaketi gerçek bilsinler diyerek bende şirinler derneğini kurmak istedim. Siz ne dersiniz? Üye olmak ister misiniz bu derneğe? Her devirde kendine bir köşe ayrılır en iyisinden. Sahte nezaketin pirim yaptığı, dalkavukluğun revaçta olduğu bir dönem bu iş için en geçerli olduğu dönem olacaktır. Münafıklığın kol gezdiğini, insanlık onurunun nasıl zedelendiğini gün ve gün yaşıyoruz hepimiz. Her devirde kabul gören bu değerlerin (!) günümüzde paha biçilmez bir önem kazandığı, geleceğimizin de bunların elinde yeşereceği(!), oyuncunun ve yorumcunun da aynı cinsten olacağı anlaşılmaktadır. Gelin hep beraber bu derneğe layık olan kişiliğin nasıl olması gerektiğini irdeleyelim. İşte olması gereken önemli(!)vasıflar: Kendi çıkarları için yapamayacağı bir taklidin olmadığı, her gün yapmış olduğu antrenmanlarla pekiştirilmiş kendileri için kusursuz bir taklit dönemini en ince bir nezaketle uygulayabilmek, sefsinin kölesi olarak yaşamayı ilke edinmek. Gittiğin her yere görünmeye gideceksin. Her yerde bulunacaksın. Hiçbir toplantıdan geri kalmayacaksın. Menfaatin nerde ise onun kılığına girip onlardan görüneceksin. Sadece yetkileri eline alanların yanında bulunmayı ihmal etmeyecek, talip olduğun görevini kimseye açıklamayacaksın. Gelen ağam, giden paşamdır diyeceksin. Önce uşaklık yapacak kişinin kişiliğini ezberleyeceksin. Sorup soruşturacaksın ve onun hoşlandığı şeyleri yanlarında güzel cümleler kurarak önce gönüllerini kazanıp ve hak etmediğin yerlere ulaşmaya çalışacaksın. Bütün hayatını böyle idame ettireceksin. Dalkavukluğunu yürütmeye çalıştığın kişinin değerlerini de yanında taşıyacaksın. Has bel kader bir şey sorarsa, anında ortaya koyabileceksin. Böylece kendini ispatlamış olur, dalkavukluğun da tadını çıkarmış olursun.
Evet değerli dostlar,
Yukarıda değinmiş olduğum şahsiyetler(!) dalkavukluğu meslek edinmiş mesnetsiz kişiler, her dönemin münafığı olarak yaşamlarını şeytanca oluşturduğu fikirleriyle hata yapmadan sürdürmeye çalışırlar. Onların münafıklığını anlayamayan, aynı zamanda kendileri için övgülü sözlerin içinde kendilerini kaybeden kişilerin onları bir çanta gibi yanlarında taşımaları da ayrı bir gaflettir. Kendi saltanatları biterken onların da dalkavukluğu sona erer. Çünkü yeni bir dalkavukluk dönemi başlıyordur. Alacağı yeni rolü ezberlemesi gerekir. Onun için çalışmaya başlar gece gündüz. Önceki ağasını kötülerken yeni ağanın elini günde beş defa öpmeye özen gösterir. Yeni ağa gelinceye dek, bulunduğu yerin örf ve âdetini sahte nezaketiyle uygular. Utanmaz bir yüz, sıkılmaz bir kişilik, onursuz bir yaşam onun için vaz geçilmez bir hayat tarzıdır. Her insan için bir tehlike arz eden bu münafıklar, yeryüzünde kendileri için geçerli kurallarını sahtece uygulamaktan geri durmazlar.
Bizim yüce kitabımız “Kur’an” insanı üç gurupta ele alır. “Mümin, münafık, kâfir” Mümin: Allah’a ve Resulüne inanmış içi dışı aynı olan kişi anlamına gelir. Kul hakkının tövbesi olmadığına inanır. Münafık: içi dışı farklı olan, kâfirden bile tehlikeli kişiliksiz kişilerdir. Her kılığa girer, renksizdirler. Kâfir: içinden ve dışından Allah’a ve Resulüne iman etmeyen kişidir. Merttir, kalleş değildir. Olduğu gibi görünür, göründüğü gibi olur. Kimliğini ve kişiliğini apaçık ortaya koyar. Doğru, ya da yanlış, kişiliğini mertçe ortaya koyabilen insan, insanlık değerlerinden en azından bir kaçını üzerinde taşımaktadır. Ondan sana kalleşçe bir zarar gelmez. Zaten sende bilirsin düşmanının kim olduğunu. Ama her gün eliyle nezaketle su ikramında bulunan bir kişinin diğer elinde gizlenmiş zehir-i taşıdığını unutma. İçtiğin suya ne zaman karışır ve en derin saygılarıyla gülümseyerek takdim edilebileceği unutulmamalıdır. Tarih-e baktığında birçok örneğine rastlarsın.
Sonuç olarak diye biliriz ki, her şeyin yenisini, dostun eskisini unutma. Çevrende pervane olan kişilerden uzak dur. Onlar yarın kimin pervanesi olacağı bilinmez. Özlü görünen, nefsini okşayabilecek sözlerden uzak dur. Nefsinin esiri olma. Seni eleştiren den değil, çok övenden kork. Anlarsın bir gün neyin ne olduğunu ama geriye bir şey getiremezsin. Eski dostların bir bir seni terk ederken, yenilerin çoktan seni terk etmiş olduğunu görürüsün. Ve yalnız kalırsın. Güvenebileceğin bir dostu bulman da artık zor olur. Eleştirse de eski dostlarının kıymetini bil. Seni sevmiş görünse de yenilerden de uzak dur…
Hepinize sağlık ve sıhhat dilerim. Değerli dostlarım.