Bağışla…
Kuruyor dimağım
Susuyorum can…
Papatyaların küt saçlı hallerini,
Grinin maviye örtüşlerini,
Ve bulutlarını dolunaylı gecelerin
Öyle susuyorum ki…
Tüm ifrazatı baharın,
Dudaklarımda çatırdıyor.
Sapanca’ nın, Kırkpınar’ ın
İstanbul Dere' nin çağlayanları
Kanıtmıyor bile kapakçıkları…
Biliyorum elbet
Acıyor halime hala İzmir
O şafaklar, büyülü duraklar
Duruyor…
Ben sızlandıkça susuyor
Gelmiyor üstüme İzmir,
O da biliyor…
İttikçe içerlerde bir yerlere
Buca ‘ dan hatıra sabah izini
Usuyor dimağım…
Sonra susuyor nedense,
Parmak uçlarıma kadar gelmişken
Bütün bağırganlığım…
Adını konuşmak zor
Hele de konuşlamak o deli sevdayı
Akşamdan düşme bir şiire…
Pusuyorum can,
En çok ta gecelere…
Biraz tütün sarıyorum
Asma yapraklarından Buldan’ ın
Biraz da şarap demleyince
Bakır çaydanlıkta…
Sızıyorum can,
Böğrümde bize dair ne varsa kalan…
Çok sürmüyor ki!
Kekremsi tadını bile alıyor şarabın
Silmesi, salaş bir hayatın…
Papatyaların o küt saçlı hallerini
Körfezde tam şafak vakti,
Grinin maviye örtüşlerini
Ve en çok ta bulutlarını dolunaylı gecelerin…
Özlüyorum can…
Özledikçe susuyorum
Sustukça içiyorum
İçince de huyum kurusun
Ah! Bir de duyduysam adını
Eski bir plakta
İşte böyle kusuyorum…
Bağışla…