Biz Adam Olur muyuz?
Saygı değer okuyucularım,
Şu hale bakın. Sahte nezaketin, sahte bir incelikle öne çıkarıldığı aynı zamanda pirim yaptığı böyle bir dönem tarih boyu yaşanmamıştır. Beceriksiz, liyakatsiz adam kılığına girmiş birileri kafalarında ki tilkiliklerin kurgularını sabaha kadar yapıyor, akşama kadarda uyguluyor. Toplumun her kesimine yansıyan bu yansıma içten içte insanlığın çürümesinin bir işareti olduğu da açık seçik görülüyor. Kalitenin ve verimin her şeyde düştüğünü, gelişmenin ise laftan öteye geçmediğini, hala gelişmekte olan ülkelerle yarışıldığını, böylelikle geçen yüz yılı katlettiğimizi, bu yüz yılında canını okuyacağımızı açık seçik göstermektedir. İlimden ve irfandan yoksun bir Millet olma yolunda hızla ilerliyoruz. Büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilmez bir duruma geldik. Serseri mayın gibi ortalıkta dolaşarak volta atmanın anlamını birileri bana açıklamalı. Ya da bu volta atanların eğitim aldığı yerler nereler ise derhal kapatılmalıdır. Aslında bahsi geçen kişilerin suçlu olmadığını, onları bu duruma getiren yapının suçlu olduğunu, bu yapıyı kuran, yapılandıran ve vesile olanların dağarcıklarının incelenerek ne yapmak istedikleri sorgulanmalıdır diyorum. Aksi halde yanlış eğitimin toplumu tüketeceğine, aynı zamanda önü alınamayacak istenmeyen davranışların sokaklara hâkim olabileceği endişesi beni kaygılandırıyor. Gelecek umudunu yitiren bireylerin yaşadığı bir toplumda kişiliklerini engelleyen engellere takıldığı için, şahsiyet olabilme olasılığını da kaybettirmiştir. Bundan sonra ki gelecek ise yararlı bir fert olması beklenen kişiler zararlı bir alete dönüştürülmenin yolu açılmıştır. Gün geçtikçe sayıları çoğalan bu yanlışa itilmiş gençlerden toplum faydalana bilme olanağını da her geçen gün kaybetmekteyiz. Herkese aş iş diyen bazı politikacılar yıllarca bu durumları göz ardı ederek ayakta alkışlayanların nefislerini okşadılar. Umut dağıtırken emeklerinin sömürülmesine engel olmadılar. Artık atılan nutuklarda değerini yitirdi. Sihirli zannedilen sözler dinleyenleri tatmin etmez oldu. Güven kaybediyor her şey. Söylenen sözleri davranışlarıyla yalanlayan toplumların sonu iyiye gitmez. Adaleti en üst seviyeye, paylaşımı da adaletin eline veremezseniz, yani hakça paylaşımı gerçekleştiremezseniz insanlar arasında oluşan güvensizliği ve dengesizliği gideremezsiniz. Haksızlıktan beslenenlerin de hakkını verebilecek bir ceza hukukumuz olması gerekmektedir. Mazlumun ahı kimsede kalmamalı.
Evet değerli dostlar,
Ne yapmamız gerekiyor. Nasıl bir önlem alınması gerekir. Bu yanlış gidişe nasıl dur denilir. Kaybedilen değerlere dönebilme olasılığı nasıl sağlanır. Nereden başlanması ve hangi yöntemleri kullanarak aradığımız o eski yıllarda ki, büyüğe saygıyı, küçüklere sevgiyi tekrar oluşturabiliriz. Eğitim ve Öğretim yapılan okullarımızı tekrar masaya yatırıp, nerde hata yapıyoruz, sorusunun cevabını bulabilir miyiz? Bu gün rüzgâr eken yarın fırtına biçer, atasözü bizlere bir şeyleri hatırlatmıyor mu?
Sonuç olarak diyebiliriz ki, şimdilik rahatı keyfi iyi olan beyler, hanım efendiler; bu günkü rahatınızı bozabilecek, geceleri uykularınızı kaçıracak olaylar yolda. Geç alınan tedbir tedbirsizliktir. Beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın diyorsanız, şunu unutmayın ki, o, yılan sizi de mutlaka bir gün ısıracaktır. İlimden ve irfandan yoksun olarak yetiştirilen bir nesil, birde istidadı doğrultusunda yetiştirilmediği zaman annesini babasını bankamatik gibi görecek, bütün sermayesini tüketecektir. Yatırımlarınızı çocuklarınızın en iyi bir şekilde yetişmeleri için yapmanızı öneriyorum. Bir yerde okulların olması eğitimin varlığı anlamına gelmez. Çocuklarımıza sahip çıkalım. Doymayan bir göz, sınır tanımayan bir ihtiras geleceğimizin altına konulan bir saatli bombadır. Saati gelince de patlar. Ya doğru adım atalım, ya da son duamızı yapalım… Kalın sağlıcakla…