Ergenekon-Mengenekon

Erol AFŞAR

Dün, Türkav Sakarya Şubesi'nce düzenlenen ‘Ne Açılım Ne Bölünme, Bir Bütündür Türkiye' konulu panelinin Yrd. Doç. Dr. Muharrem Öçalan imzalı açılış konuşmasının ilk bölümünü vermiştik.

Bugün konuşmanın Nevruz bölümünü, baştan alarak paylaşalım;

"Üçüncü ve son olarak üzerinde kısaca duracağım konu, Nevruz'dur. Baharın gelişi ile ilgili sevinç bayramı hemen hemen tüm toplumlarda vardır.
Türk, Fars, Arap ve Kafkas halklarında, Moğol ve Tunguzlarda ise daha fazla benzerliğe sahiptir. Bu sevinç gününü; emperyalizmin piyonu, Ada Kiosk Park Sakini Güruhu ve Muhipleri Cemiyeti'nin iddia ettiği gibi sadece Demirci Kawa'ya bağlamak ve farklılığın delillerinden biri gibi takdim ve teşhir etmek, ayağında ve usulden mahkeme imtiyazlı, "pişman değiliz indirimli, terörist olmayan(?) dağdan inme"lerin önderliğinde gösterilere sahne kılmak yanlıştır.
Hele bir de yarı tenvir edilmiş inanç tacirlerinin bu bolluk, bereket, uyanış sevincini Mecusîlikten kaynaklı bir inanç olarak vasıflandırmaları var ki akla zarar.

Yoksa Hızır Aleyhisselam ile İlyas peygamber de mi Mecusî idi de biz öğrenemedik!

Her bir halk için farklı değer ilavesiyle aslında var olan ortaklıklarımızın daha da artırılmasına ve pekiştirilmesine vesile kılabileceğimiz bir bayram günü olmasına rağmen; bu günlerin farklılığın, farklılığa dayalı ayrıcalık istemlerinin, emperyalizmin kışkırtma ve desteğiyle kin ve düşmanlığın kabardığı günler olarak görünmeye başlaması, aklı başında olan her insanı üzmelidir.

Pazırık Kurganı'ndaki Türk halılarından beri desenlerimizi süsleyen renklerimizden sarı-kırmızı-yeşili de, kök mavisini de hiçbir bölücülüğe, hiçbir ayrımcılığa terk etmeyiz.

Kök mavisi enginliğimizi ve yüksek ülkülerimizi; kırmızı, al bayrağımızdaki şehitlerimizin kanlarını ve sıcaklığımızı; yeşil, doğanın canlılığını; sarı, hasadını yaptığımız ürünü ve hazanımızı; siyah, yasımızı, matemimizi; beyaz, umudumuzu ve sevincimizi ifade eder.

Nevruz için Ergenekon'dan çıkış anlamı da var.

Ergenekon dedim şimdi onu da tıynetlerine göre yorumlamasınlar. Bu ünlü Türk destanının adını da meşrebi belirsizler kirlettiler. Gerçi onların meselesine Mengenekon diyesim geliyor ya! Hani her konuşulması, görüşülmesi elzem meseleye sünger olarak kullanılan ve birilerinin avukat, birilerinin de savcı kesildiği, hukuk ucubesi ihlallerin boy boy gazetelerde yayınlandığı vak'a.

Türkiye'de gündem Dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığı kadar sık değişiyor.

Ortalık, başlıklara çekilmiş, fakat sonuçlandırılmamış yüzlerce iddia, itham, dava, itiraz, itiraf, giz, gizem, dolu. Bütün cinleri şişelerden çıkarttılar şimdi cincilik yapıyorlar.

Bin yıldır kardığımız vahdet harcının tüm birleştiricileri didiklenmiş ve yapıştırıcı kodları ayrıştırılmış; açılım, saçılım, ayrılım, yırtılım uyuşturucuları "demokratlık", "modernite", "çağdaş devlet" şırıngalarıyla millî bünyemize zerkediliyor.

Tüm mukaddesler tartışmalı, tüm değerler değersiz hale getirildi. İşin vahametine bakın ki ucu tapınmacılığa varan bir yalakalık, tevazu görünümlü bir ukalalık, "biz" görünümlü bir "ben"lik, "sen küçüksen önemsizsin, ben büyüğüm her şeyim" diyen bir tavır tasdik görmekte.

Günceli takip etmeye çalışan bir birey olarak olan biteni anlamakta zorlandığım için artık takip etmiyorum. Olgularla algılar arasını çok sis kaplamış. Dağıtın şu sisleri. Bu kadar sisli hava çakalların işine yarıyor.

Basına da bir iki söz edeyim. Basın, aman Yarabbim! Yahu mübarekler, her toplantıda 35-40 mikrofonla, kamerayla kayıt yapıyorsunuz. Yayınlamayacaksınız da niye kayıt yaparsınız? Haber yapmanız için ille de Türk milliyetçilerinin kavga mı etmesi lazım. Siz, bizim hırçın olmamızı mı bekliyorsunuz? Çatlayın, hırçınlaşmayacağız. Türk milliyetçileri neye, ne zaman ve nasıl hiddetleneceğine kendileri karar verir. Hiçbir gruba da, hiçbir menfaat şebekesine de figüranlık yapmaz.

Ortalıkta yeteri kadar fütursuz kabadayı var ve onlarda da size yetecek malzeme var. Azarlanmayı, tehdidi göze alabiliyorsanız, onları yazın. Politik imparatorluğun baskı, tehdit ve şantajlarına boyun eğmeyen birkaç basın kuruluşunun dışında doğru dürüst bilgi alamayan; tek yanlı bir bilgi kirliliği bombardımanına maruz kalan insanımıza sis perdesinin arkasında neler olduğunu anlatmaları için sözü muhterem misafirlerimize bırakayım. Dinlediğiniz için teşekkür ederim, hakkınızı helal ediniz, Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi, merhameti, vahdaniyeti cümlemizin üstüne olsun!"