Hz. Muhammed Kimdir, Onu Nasıl Tanımak Gerekir?
Hz. Peygember’i, kendine özgü kemaliyle anlatabilmek bizler açısından çok zordur. Bunun için, onu sözlerin en güzeli olan Allah’ın kelamıyla, onun kendi mübarek be-yanlarıyla ve onunla beraber olup ona inanan, ondan ilim, edep ve eğitim alan saha-be diliyle anlatmak daha doğru olacaktır. Biz de onu size anlatırken bu yolu izleye-ceğiz, “en güzel örneği” yine onunla ilgili Kur’an, Sünnet ve sahabe diliyle aktarılan-lardan “örnekler vererek” anlatmaya çalışacağız. Konuya Allah elçisini en özgün bi-çimde bize tanıtan şu cümleciklerle girmek istiyoruz:
Âlemlere rahmet;
En güzel örnek
Son peygamber,
ismi Muhammed (as)
Şimdi Hz. Muhammed kimdir, onu nasıl tanımak gerekir? Sorusuna, cevap niteliği taşıyan ayetlerin bir kısmına bakalım.
“Ey Muhammed de ki: ‘Ben de tıpkı sizin gibi ölümlü bir insanım; ancak şu var ki bana, ilahınızın tek bir ilah O’nun da Allah olduğu vahyediliyor…” (Kehf 18/110)
“De ki: ‘Bakın ben size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, o hazinelere ben sahibim demiyorum; gaybı/geçmişi geleceği bildiğimi de söylemiyorum; keza ben bir melek olduğumu da iddia etmiyorum. Ben sadece bana vahyedilen ilahi buyruklara uygun hareket ediyorum…” (En’am 6/ 50)
“Andolsun ki size hemcinsinizden/soydaşınız olan gayet izzetli ve şerefli bir peygamber gelmiştir; sizin sıkıntı çekmeniz ona çok dokunur, size çok düş-kün olduğundan acınızı duyar ve üzerinize titrer; dahası müminlere karşı son derece şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe 9/ 128)
“Muhammed, içinizden hiçbir erkeğin babası değildir; ancak o, Allah’ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur…” (Ahzab 33/ 40)
“Ey Müminler! Gerçekten Allah’ın elçisi gerek sizler, gerekse ölüm sonra-sında Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umup Allah’ı daima anan kimse-ler için son derece güzel bir örnek teşkil etmektedir/Allah’ın elçisi, sizler için en güzel örnektir.” (Ahzab 33/ 21)
“Sen elbette mükemmel bir ahlaka, yüksek bir karaktere sahipsin/Evet sen Kur’an ahlakının abidesisin.” (Kalem 68/ 4)
“Ey Peygamber! Biz seni cümle âleme rahmet/şefkat ve merhamet elçisi olarak gönderdik.” (Enbiya 21/ 107)
Hz Peygamber de:
“Ben kimseye lanet okumaya ve hakaret etmeye gelmedim; ben herkese sadece rahmet elçisi olarak gönderildim.” (Müslim, Birr, 83) buyurmuş ve “Ben ahlaki değerleri tamamlayıp güzel ahlaka örneklik ve öncülük etmek için gönderildim.” (İbn Kesir, Tefsiru'l Kur’an'il azim, VII, 81; Kurtubi, el-Câmi li ahkami'l Kur’an, XVIII, 227) diyerek kendi konumuna ve durumuna açıklık getirmiştir.
İşte Kur’an ve hadis diliyle Hz. Peygamber budur. Ne var ki çok sayıda insan bu ahlak abidesini ve merhamet elçisini tanımaktan gafildir. Nitekim bu gafleti bir mütefekki-rimiz şöyle dile getirmiştir:
Varlığı sadece dıştan görenler,
Uyurgezer gibi ömür sürenler,
Işıktan çok karanlığı sevenler,
Ne bilsin Muhammed Mustafa kimdir?
Nübüvvet nasıl bir nurlu iklimdir?
Peygamberi tanımak, sadece onun şemailini tanımaktan ibaret değildir. Aslolan, ona rehberlik edip onun da insanlığa kazandırdığı evrensel ilke ve değerleri tanımaktır. Eğer bu gün Hz. Peygamber’i iyi tanımak ve sünneti doğru anlamak için yeni bir usul ge-liştirilecekse, önce Hz. Peygamber’i; onu anlamak için de Kur’an-ı Kerim’i bilmemiz ve anlamamız gerekir.
Kur’anî bir peygamber ve peygamberi esas alan bir sünnet anlayışına sahip olma-dan geliştirilecek her yöntem eksik olacak ve yanlış neticeler doğuracaktır. Çünkü Hz. Peygamber’in hayatına şekil verip yol gösteren Kur’an vahyi idi. Bu yüzden onun ahlakı, eşi Aişe’nin ifadesiyle “Kur’an ahlakı”ydı. (İbn Kesir, age, VII, 80)
Sözümüzün başında Hz. Muhammed’i doğru tanımak ve sağlıklı bir peygamber ta-savvuruna sahip olmak için, Kur’an ayetleriyle Hz. Peygamber’in kendi beyanlarını esas almak; sahabenin de görüş ve kanaatlerinden yararlanmak gerekir demiştik. İşte bu öl-çüler esas alındığında Hz. Muhammed’in genellikle şu üç temel niteliğinin öne çıktığı görülür. Bunlar da “beşer, peygamber ve lider” Muhammeddir.